Tn İstanbul Medya Reklam Turizm Ticaret Limited Şirketi
2017-11-03 14:37:34

SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜM, GELİŞİM İÇİN

kobiaktuel

03 Kasım 2017, 14:37

Coaching Company’in koçları, sürdürülebilir değişim, dönüşüm ve gelişim konusunda; yapılmak istenenlerin sürekli ertelenmesinin nündeki engeller, vizyon, potansiyel, pozitif enerji ve dönüşüm sanatı noktalarında görüşlerini KOBİ Aktüel’e anlatıyorlar.

Kim Tutar Sizi… Engeller
İsteklerimiz, hayallerimiz, yaptıklarımız; bizi durduranlar, engeller, yapamadıklarımız. Her gün kararlar alıyoruz, sözler veriyoruz. Sonrası tanıdık; bahaneler, bahaneler… Çok sevdiğim biz söz var: “İnsanlar genelde ayakları taşa takılıp düşerler, bir dağa takılıp düşen gördünüz mü siz hiç?” M. Seligman'ın’a göre, insan çaresiz kaldığını düşündüğü zaman kötümser düşünce başlıyor. Kötümser düşünce çaresizliği körüklüyor ve ikisi bir arada durgunluk, hareketsizlik, isteksizlik, umutsuzluk, depresyon gibi durumlara neden oluyor. Oysa istemli kaslarınız çalıştığı sürece çaresizliği lehimize çevirmek elimizde.

Neler yapılabilir? Öncelikler listesi yapmak bir yol. Listeyi yapıp önemlilik sırasına dizmek, yanlarına acil derecesi koymak. Sıralama yaptınız ancak hala bir hareket yok. İşte o zaman kendinize koçluk soruları sormak. Cevap verirken çok ama çok samimi olmak. Bakalım kıpırdanma başlayacak mı?

Bunu yapmak benim için neden önemli?, Bunu yapmayı ne kadar istiyorum? Gerçekten istediğim ne?, Beni durduran ne?, Bu engeli detaylı tanımlamak istesem neler söylerdim?, Beni durduran bu şey olmasaydı ne farklı olurdu?, Beni durduran şeyin bir an için ortadan kalktığını varsayalım, ilk ne yaparım?, Hala duruyorsam bu sefer hangi engel takıldı aklıma?, Bununda engel olmaktan çıktığını varsaysam, ne farklı olur?, Bu engeli ortadan kaldırmanın yolları olsaydı, bu ne olurdu?, Ben bu isteğimi gerçekleştirdiğimde ne olacak?, Bu kararı uygulamanın bende ki anlamı nedir?

İlk etapta aklınıza gelen bütün cevapları sıralayın. En alt cevaba, sizi asıl durduran noktaya ulaştığınızda yolu yarıladınız. Artık o dağ küçülmüş, bir taş boyuna gelmiş demektir. Yapacağınız şey taşı alıp kenara koymak.

Rana Pendar Ulusoy, ACC

***

Vizyon
Biraz da hayatımızdaki kararları verirken ya da ileri doğru attığımız adımları tasarlarken, bize yön veren o en yüksek ve en derin motivasyon kaynağımıza bakalım. Elbette “vizyon”dan bahsediyoruz. Vizyonun ne olduğunu tarif etmeye çalışalım. Vizyon en genel tanımıyla; odaklandığımızda, hayatımızın büyük planında kendimizi görmek istediğimiz “o yerde”, “o insan” olmak ve o insan olmak için bize ilham veren hayatımızın büyük resmidir. Sanki biraz gözünüzde canlanır gibi oldu mu? Aslında biraz da çaba istiyor, vizyonumuzu kurmak ya da oluşturmak.

Hepimizin çocukluğundan beri yapmayı daha çok sevdiği, düşünürken ya da yaparken daha çok heyecanlandığı bir şeyler vardır. İşte onlara bakmak, oralardan yola çıkmak lazım. Bu yetmez tabi. Bunları bulduğumuzda bu özelliklerimiz, bu hayallerimiz, bu heyecanlarımız bizi nereye götürsün istiyoruz, biraz da buna kafa yormak vizyonumuzu oluşturmamıza yardım eder ya da kendisiyle ilgili iç görüsü kuvvetli, gelişmiş ve biraz da odaklı, kararlı şanslı insanlardansanız, vizyonunuzu erken yaşlarda belirlemişsinizdir.

Pınar Aydemir, ACC

***

Potansiyel
Potansiyel’in sözlük anlamı varlığı, gücü ortaya çıkmamış olandır. Bu tanım aslında bize potansiyel ne demek çok net ortaya koyuyor. Bir alanda bir yetenek var, ancak varlığından haberdar değiliz veya daha gücü ortaya çıkmamış. Yeteneğe bu açıdan baksak, yaklaşımımız değişirdi değil mi? Biz ise potansiyeli negatif kullanmaya alışmışız. Bir çalışanımız için şöyle diyebiliyoruz: Potansiyeli var ama… Buraya şunlar gelebilir istemiyor, farkında değil veya kullanmıyor. Oysaki tüm insanların yetenekleri sonsuzdur. Yaşadıklarımız doğrultusunda bunları ya geliştirmiyoruz ya da bazı engeller koyarak bunları yapamayacağımıza inanıyoruz. Tam da sözlük anlamındaki gibi değil mi? Şimdi bu nasıl oluyor diyebilirsiniz.

Öncelikle, “geliştirmediğimiz” alana bakacağız. Hayat herkese farklı şeyler sunuyor ve biz yaşantımızın ihtiyaçları doğrultusunda yeteneklerimizi geliştiriyoruz veya geliştiremiyoruz. Örneğin, çok çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum ve annemin ilgisini çekemediğimi düşünüyorum. Beni ablalarım yetiştiriyor. İlgi çekmek ve aile içinde varlığımı kanıtlamak için çok konuşkan ve neşesini ortaya koyan bir çocuk olmayı seçiyorum. İş hayatında da isteklerini net ifade eden, iletişimde güçlü bir çalışan olarak başarılı oluyorum. İletişimde güçlü iken planlama konusunda yeteneksizim. Kardeşlerim arasında öne çıkmak ve ilgi çekmek önemli olduğu için bir isteğimi planlamak yerine, ortamı gözlemleyip anında harekete geçme ve istediğim sonuca ulaşma konusunda kendimi güçlendirmişim. Dolayısıyla yöneticimden düşünmeden harekete geçtiğim ve düzgün planlama yapmadığım konusunda geri bildirim alıyorum. Bu alanda yeteneksiz olduğum konuşuluyor. Oysaki insanlara yetenekli / yeteneksiz diye bakmak yerine, o yetkinliğe ihtiyaç duyarsa ve odaklanırsa geliştirebileceği bakış açısıyla bakarsak orada gizlenen ve ortaya çıkmamış potansiyeli harekete geçirebiliriz.

Bir de engel koyduğumuz yeteneklerimiz var. Yine geçmişte yaşadıklarımızla bazı yapabileceğimiz şeyleri yapamayacağımıza inanmışız. Engeller korkularımız, başarısızlıklarımız, çocuk yaşımızda komşu çocuk ile karşılaştırılmamız, eleştiriler karşısında inançsızlıklarımız gibi. İşte koçluk, kişinin potansiyelini keşfetmesini ve tekrar ortaya çıkartmasını sağlıyor. Nasıl mı? Farkındalık sağlayarak, kişinin potansiyelindeki engelleri kaldırıyor ve ortaya çıkamayan veya orada olduğuna bile inanmadığı yetenekler ortaya çıkıyor.

Koçluk, bir performans hedefi olan herhangi bir kişinin, bu hedefe ulaşmasında potansiyelini maksimum düzeyde kullanabilmesini sağlar. Yöneticilerin yine koçluk yaparak, geribildirim vererek iş yerinde hemen her alanda çalışanların performanslarını katlayarak arttırmaları mümkündür. Yöneticiler doğru koçluk ve liderlik becerileri ve uygulamalar ile çalışanların potansiyellerini kullanmalarını sağlar ve bu sayede işlerini hedef odaklı ve etkin bir biçimde gerçekleştirmelerine yol açar.

İdil Şeker, ACC

*** 

Pozitif Enerji
Pozitif Enerji’nin insanlarla ilişkisinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Pozitif düşünce ve niyetlerin, pozitif duygu ve eyleme dönüşmesi benim için neden önemli? Çünkü bu bir kapı. Kapıyı açtığımızda fırsatlar görüyoruz, içeri girdiğimizde kendimizi iyi, işlerin kolay, stressiz, yük olmadan ilerlediğini hissediyoruz. Pozitif enerji, çevremizdeki olaylara bakışımıza ve kendimize bağlıdır. Evdeki yaşam gibi: Karanlık, zemin altı dairedeki manzaraya (negatif enerji) karşılık aydınlık, ferah en üst penthouse dairenin (pozitif enerji) manzarası. Farkındalık, kişisel gelişim ve koçluk desteği ile her birimiz bakışımızı değiştirip, pozitif enerjiyle dolu penthouse daireye taşınabiliriz.  Yaşamın akışını, keyfini ve renklerini daha etkin hissedebiliriz. Çevremizdeki olumlu değişimleri yakalayabiliriz.

Olga Gursakaya, PCC

***

Dönüşüm Sanatı
Dönüşüm sanatı; herhangi bir maddenin varlığının eski formundan çıkarak başka formlarda hayat bulması olarak nitelendirilebilir. Doğada dönüşümü her mevsim gözlemliyoruz. Mevsim geçişlerinde, doğa sessiz sedasız muhteşem dönümünü görsel şölen gibi gerçekleştiriyor bize. Peki ya bizdeki dönüşümler? Yaşamımızın sonuçlarının temelinde, inançlarımız ve bu doğrultudaki seçimlerimiz yatıyor. Eğer tüm yaşam senaryomuzun, inançlarımızın sonucu olduğu farkındalığına sahip olursak ve bazı inançlarımızın gerçek olmadığını bilirsek, o zaman yaşamımızı değiştirmeye başlayabiliriz.

O zaman şu soruları sorarken buldum kendimi: İnançlarımın altında hangi anlaşmalar yatıyor?, Hangi anlaşmaları bozmak istiyor ve nasıl bir anlaşma yapmak istiyorum?, Hangi İnançlarım beni mutsuz kılıyor?

Korku temelli sınırlayıcı inançlarımın neler olduğunun farkındalığına vardığımda ve geliştirmeye başladığımda, Dönüşüm Sanatının içinde buldum kendimi. Aslında yolculuğum hala devam ediyor. Dönüşüm Sanatında ustalaşmak farkındalığımızı arttırmak, bizi sınırlayan bir şekilde durduran önceden kurmuş olduğumuz anlaşmaları bozmaktan ve nasıl bir yaşam yaşamak istiyorsak ona uygun yeni anlaşmalar yaparak bilinçli seçimler yapmaktan geçiyor.

Aslı Poyrazoğlu, ACC
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.