Teknoloji, IT uygulamaları, mobil cihazlar ve erişim altyapılarındaki gelişmeler sayesinde günümüzün iş yapış biçimleri ciddi biçimde değişti ve durmaksızın değişmeye devam ediyor. Özellikle akıllı cihazların yaygın kullanımı ve cihazların birbirleriyle entegre çalışması, ofis ortamının fiziksel sınırlarıyla çevrili olan iş hayatı anlayışını ortadan kaldırdı. Euromonitor’un 2016 yılı araştırmasına göre; bugün dünya nüfusunun yüzde 46’sı internet kullanıyor, bu sayının 2020’de yüzde 58’e çıkması bekleniyor. 2020’de 20 milyarın üzerinde cihazın birbirine bağlı olarak çalışacakları öngörüsü bize mobil işgücündeki artışın nedenlerini de açıklıyor. Clear Bridge’in 2017 trendleri araştırmasına göre ise birkaç sene sonra iki çalışandan biri mobil olacak. Burada bir nokta önemli; bugünün iş dünyasında çalışanların, her türlü akıllı cihazla, her türlü uygulamaya her yerden erişmeleri, bu sayede kendi mobil çalışma ortamlarını yaratmaları tek başına yeterli değil. Şirketlerin başarıları, DNA’larını dijital dönüşüme ne ölçüde adapte edebildikleri, sundukları ürün ve hizmetlerin müşterilerin değişen dijital beklentilerini ne ölçüde karşıladıkları ile ölçülüyor. Bu yüzden şirketler mobil-iş kavramını varılacak nihai adres olarak değil, kendilerini pazarda ileriye fırlatacak bir araç olarak değerlendirmeleri gerekiyor.
Üretkenlik ve Verimlilik Artışı Sağlıyor
Öte yandan mobil-iş kavramının özü olan dijital dönüşüm, her kapıyı açan sihirli bir anahtar değil. Bir süre rekabet avantajı yaratsa da, şirketlerin sürdürülebilir büyüme için müşterilerine daima daha iyi ürün ve hizmet sunabilmeleri, bunu yaparken maliyetlerini aşağı çekmeleri gerekiyor. İşte mobil-iş kavramının önemi de burada ortaya çıkıyor. Zira, mobilitenin sağladığı faydaların başında üretkenlik ve verimlilik artışı geliyor. Çalışanlar her yerden ve her zaman iş uygulamalarına ve kurum kaynaklarına erişip işlerini yapabiliyorlar. Diğer bir avantaj ise esnek çalışma imkanı. Çalışanlar mesai saatlerinin dışında da çalışabildikleri için zaman planlarını kendi istedikleri gibi yapma esnekliğine sahip olabiliyorlar. Bu da çalışan memnuniyetini arttırıcı bir rol oynuyor. Hizmet kalitesindeki artış, sağlanan bir diğer fayda olarak karşımıza çıkıyor. Kritik bir soru ya da problem nedeniyle size ulaşması ve destek alması gereken müşterileriniz, siz ofis dışındayken de size erişip yardım alabiliyorlar. Bu açıdan değerlendirildiğinde, mobilitenin müşteri memnuniyetini de arttırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Mobilitede En Önemli Konu Güvenlik
Söz konusu olan mobilite olduğunda, güvenlik en önemli başlıklardan biri haline geliyor. Mobil çalışanların firmaya hangi güvenlik protokolleriyle ve hangi yetkilendirme seviyeleriyle erişebileceklerinin belirlenmesi büyük önem taşıyor. Zira şirketlerin en büyük sermayesi sahip olduğu entelektüel birikimi. Risklerin en aza indirilmesi için şirketin sisteme entegre mobil cihazlarını doğru yönetmesi, gerekli önlemleri ve kontrolleri yapıyor olması gerekiyor. Bu amaçla geliştirilmiş olan mobil cihaz yönetim çözümlerinin kullanılması, güvenlik riskinin azaltılmasını sağlıyor.
Güvenlik Risklerinde Anında Müdahale İmkanı
Karel olarak biz de sunduğumuz iletişim platformlarına müşterilerimizin mobil cihazlar üzerinden erişimine imkan sağlayan uygulamalar geliştiriyoruz. IPG İletişim Platformumuz, kurumsal iletişimde VPN gibi maliyetli çözümlere gerek kalmadan, uluslararası standartlara dayalı yüksek güvenlik sağlıyor. Alarm ve raporlama özellikleriyle güvenlik risklerinde sisteme anında müdahale imkanı tanıyor. Ayrıca Android, IOS işletim sistemine sahip mobil cihazlar için Karel Mobil, bilgisayardan mobil iletişim için sunduğumuz yazılım tabanlı telefon uygulamamız YT500 ve IPG iletişim platformu web abone sayfası özelliği sayesinde kullanıcılar herhangi bir yerden internet üzerinden firma santralının kullanıcısı olarak kendilerine gelen telefon çağrılarını cevaplayabiliyor ve çağrı başlatabiliyor, cevapsız çağrılarını ve bırakılan mesajlarını görüp, ses kayıtlarını dinleyebiliyorlar.
Çok Amaçlı Mobil Çözümler
Akıllı cihazlar üzerinde çalışan mobil iletişim uygulamamızın yanı sıra, kablosuz iletişim sağlayan IP DECT çözümüyle de ofis içinde veya farklı lokasyonlardaki ofisler arasında hareketli olan çalışanların kesintisiz iletişim kurmasını sağlıyoruz. Mobil veya farklı ofislerde bulunan çalışanların iletişim performansını arttırmak için sunduğumuz video konferans çözümü sayesinde, kullanıcıların bilgisayar ya da akıllı cihazlarını kullanarak fiziksel olarak bir araya gelmeksizin sesli ve görüntülü toplantı yapmalarını, toplantı maliyetleri ve zamandan tasarruf etmelerini sağlıyoruz. IP Çağrı merkezi çözümümüz ile çağrı merkezi operatörlerinin internet üzerinden sisteme log-in olup çağrı alıp, çağrı başlatabildikleri mekandan bağımsız çağrı merkezi hizmeti sunuyoruz. Mobil süpervizör uygulaması sayesinde çağrı merkezi yöneticisi, operatörlerin performansını uzaktan takip edebiliyor, raporlara erişebiliyor ve gerekli yönlendirmeleri yapabiliyor. CCTV çözümleri için sağladığımız mobil uygulamalar sayesinde kullanıcılar, uzaktan güvenlik kameralarının görüntülerine erişip gerekli güvenlik kontrollerini yapabiliyor, alarmları uzaktan takip edebiliyorlar.
Gökhan Yazıcı
Karel Stratejik Planlama ve Pazarlama Direktörü
İşin Sırrı Mobil Bağlanmakta
Paylaş