Sıcak ya da soğuk gıdalar yerken hissedilen ağrı, genellikle çürük varlığını işaret eder. Her yemek yiyişimizde, nefes alıp verişimizde sızlama şeklinde oluşan ağrıyla diş bize ‘Bende sorun var, çabuk ilgilen’ uyarısında bulunur. Bu durumda, dolgu uygulanması gerekebilir. Günümüzde hastaların ilk tercihi ise kompozit dolgulardır.
Bozulan diş dokusunun temizlenmesi ve akabinde dolgu yapılması dişi rahatlatacak ve çiğnemenin etkin şekilde devam etmesini sağlayacaktır. Bu durumlarda, amalgam ya da kompozit gibi dolgular uygulanarak, dişin uzun yıllar boyunca ağız içerisinde fonksiyon görmesi amaçlanır. Hastalar tarafından en sık sorulan sorulardan biri, hangi dolgunun daha etkili olduğudur. Eskiden sıklıkla uygulanan o bildiğimiz siyah yani amalgam dolgular mı daha güvenli ve etkili, yoksa beyaz kompozit dolgular mı?
Uzun yıllar kalabilir
Amalgam dolgular 100 yıldan beri rutin uygulanan dayanıklı uzun ömürlü dolgulardır. Bu dolgular tükürük kan gibi sıvılardan olumsuz etkilenmez, dişe rahatça adapte olabilirler. En önemli özellikleri ise çok uzun süre kalıcılığa sahip olmasıdır. O kadar ki çocukken yaptırılan bu dolguları ilerleyen yaşlarda bile ağız içerisinde görebiliriz; ama artık birçok değişimle birlikte siyah dolgular yerini beyaz kompozit dolgulara bıraktı.
İşlem kısa sürede bitirilir
Kompozit dolgular, içerisindeki yoğun doldurucu ile günümüzde çok daha dayanıklılık kazanmış olup tüm arka dişlerde güvenle uygulanabiliyor. Bu gelişen özelliğiyle artık tercih edilen ilk dolgudur. Arka dişlerde dayanıklılık ve sertlik sağlarken, ön bölgede diş rengine bire bir uyum sağlayarak fark edilemeyen doğal bir görüntü bize sunar. Ayrıca renk skalasındaki çeşitliğiyle sarımtıraktan beyazın en açık tonuna kadar istenilen renkte uygulanması büyük bir avantajdır. Kırık ya da çürük varlığının teşhisinden sonra, lokal anestezi işlemi uygulanarak, kısa sürede işlem bitiriliyor. Diş hekimi, kompozit dolguyu yaptıktan sonra hastalar aynı gün istediği gibi yiyip içebiliyorlar.
Titizlikle uygulanır
Bunca güzel özelliğine rağmen kompozit dolguların eksi diyebileceğimiz yönü, amalgam dolgulara göre biraz daha titizlikle uygulanmasıdır. İşlem sırasında dolgunun tükürük ya da kan gibi ağız içi sıvılarıyla temas halinde olması uzun süreli kalıcılığının önüne geçebilir. Tüm bu işlemler, detaylı yorucu gözükse de harap doku temizlendikten sonra, bölgeye dolgu maddesi koyulması ile 20 dakika kadar kısa sürede, tek seansta gerçekleştirip ağrı oluşumu giderilir.
Diş bakımınızı ihmal etmeyin
Kompozit dolgular birçok markanın Ar-Ge çalışmaları sonucunda içeriğindeki doldurucu oranının geliştirilmesi ve cilalanabilir yüzey özelliklerine kavuşturulması ile uzun yıllar ağızda kalıcı olmaktadır. Artık eski amalgam dolguları yerine, kompozit dolgular rutin olarak güvenle uygulanabilir; ancak çok iyi dolgu yapılsa bile bu çürüğün bir daha oluşmayacağını söyleyemeyiz. Çürüğün oluşmaması, tamamen diş bakımımızı gargara ve ip kullanımı eşliğinde yapmamıza bağlıdır. Diş aralarının temizlenmesi, bakteri oluşumunu engelleyerek sağlıklı ağız florasının oluşmasını sağlayacaktır. Bir diğer önemli nokta da tabii ki düzenli diş hekimi kontrollerini aksatmamanız. Diş hekimi, ağrıyan bölgeyi muayene ederek ve ayrıca radyografik film alarak, dişteki kırığı veya çürüğü tespit eder. Böylece tüm sorunları başlangıç seviyesinde yakalayarak, daha minimal işlemlerle dolgu tamiri sağlayabilir.