Yeni hedef: Doğrusal değil döngüsel ekonomi


Ayşegül AK

Ayşegül AK

Okunma 09 Eylül 2021, 19:55

Döngüsel ekonomide amaçlanan, kullanılan kaynakların ve materyallerin değerinin uzun süre korunmasını sağlamak için onları olabildiğince sık kullanabilmek ve sonuçta az atık ortaya çıkarmaktır. Hatta sıfır atıklı üretim modeline ulaşmak temel hedeftir.

Döngüsel ekonominin önemi, günümüzde sürdürülebilirlik ve küresel ısınma kavramları öne çıktıkça artıyor. 2020 Döngüsellik Boşluğu Raporu’na göre 100 milyar ton malzeme her yıl küresel ekonomiye giriyor ve bu sayede modern ekonomik hayat devam ediyor; ancak bu devasa miktarın sadece yüzde 8,6'sı geri dönüştürülüyor. En azından son 200 yıldır, küresel tüketim ve kaynak kullanımının ayırt edici özelliği uygun bir şekilde "al-yap-atık" olarak tanımlanıyor ki bu doğrusal bir ekonomi olarak özetleniyor.

Amaç, olabildiğince az atık ortaya çıkarmak

Doğrusal ekonomilerde; işletmeler hammaddeyi nihai ürüne dönüştürmek için enerji kullanır, ürünleri tüketicilere satar ve ürünler işlevlerini yitirdiklerinde veya artık istekleri karşılayamadıklarında atık halini alırlar. Dolayısıyla, hammaddelerin alınıp bir ürün yapmak için kullanıldığı, ürünün kullanımından sonra da oluşan herhangi bir atığın çöpe atıldığı süreç doğrusal ekonomidir. Bu noktada sorulması gereken, üretim için gerekli olan hammaddelerin sınırsız olup olmadığıdır. Döngüsel ekonomide ise amaçlanan, kullanılan kaynakların ve materyallerin değerinin uzun süre korunmasını sağlamak için onları olabildiğince sık kullanabilmek ve sonuçta az atık ortaya çıkarmaktır. Hatta sıfır atıklı üretim modeline ulaşmak temel hedeftir. Sıfır atık nasıl olabilir, dediğimizde doğrusal yerine döngüsel model karşımıza çıkar. Döngüsel ekonomide her şey bir başka şeyin girdisidir, öngörüsünden hareketle bir çıktının başka bir şeyin girdisi olması durumu veya başka bir deyişle bir üretim sırasında oluşan atığın veya yan mamulün bir başka ürünün üretimi için gerekli olması ilkesinden hareketle kapalı döngüye sahip bir materyal akışı ifade edilmektedir.  Açık uçlu olan doğrusal ekonomik model yerine, döngüsel ekonomide kapalı model anlayışı hakim olup kaynakların tekrar kullanımı ile kaynakların sürekli döngü içinde kalması ve uzun vadede daha fazla değer üretmesi amaçlanmaktadır.

Gerekli destek ve eğitimler verilmeli

2020 Döngüsellik Boşluğu Raporu’nda da vurgu yapıldığı üzere 2015 yılında imzalanan ve 196 ülkenin kabul ettiği Paris İklim Anlaşması’nın üzerinden geçen 5 yıla rağmen uygulamada işlerlik kazanamadığı görülmektedir. Verilen sözler ve uygulamadaki durum arasındaki farklar dikkat çekmektedir. Hatırlanacak olursa temel hedefler, bu yüzyıl sonuna kadar beklenen ısı artışının 3-6 derece arası olacağı öngörüsünden hareketle, global ısı artışını 2 dereceyle sınırlamak, düşük gelir grubundaki ülkelere bu hedeflere varılabilmesi için atılacak adımlarda destek olmak ve iklim hedefleri doğrultusunda şeffaf raporlama sağlamaktı. Ancak pandeminin ekonomilerde yarattığı tahribata bağlı olarak, karbondioksit salınımlarının 2019 emisyonuna kıyasla yaklaşık yüzde 7 düşeceği tahmin edilse de küresel sera gazlarının artmaya devam edeceği belirtiliyor. Döngüsel ekonominin yaygınlaşmasının sağlanması için devlet politikalarının bu şekilde uyarlanması, tüm işletmelerin üretim süreçlerini döngüsel ekonomiye uyumlaması için desteklerin ve eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. Karbon salınımında en yoksul ülkeler yüzde 7’lik paya sahip olurken, en zengin ülkelerin payı yüzde 50’yi bulmaktadır. Döngüsel ekonomiye geçişte de bir yandan mevcut kendi paylarını azaltmak diğer yandan az gelişmiş ülkelere destek olmak adına gelişmiş ülkelerin önderliğine ihtiyaç duyulacaktır.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.