Pandemide yükselen e-ticaretin sürekliliği


Ayşegül AK

Ayşegül AK

Okunma 05 Temmuz 2021, 19:59

Pandeminin zirve yaptığı ve tüm dünyayı etkisi altına aldığı 2020 yılı genel ve e-ticaret verilerine bakıldığında, bunun yansımalarını görmekteyiz. 2020 yılı için genel ticaret düzeyindeki keskin düşüşe rağmen e-ticaret hacminin artması, ticaretin daraldığı bu süreçte dahi e-ticaretin ivme kazanması, bu alanda kendini geliştiren şirketlerin dışsal şoklara daha dirençli olduğunu göstermektedir.

2020 yılı dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kriz yılı olarak karşımıza çıktı. Çin’in Wuhan eyaletinden 2019 yılı sonunda gelen haberler bir salgına dikkat çekmekteydi; ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün süreci pandemi olarak nitelendirmesiyle işin rengi değişmiş oldu. Tüm dünyanın etkilendiği talep şokuyla beraber tedarik zincirindeki kırılmalarla arz şokunun da yaşandığı bir süreç başladı. Sosyal izolasyon kuralları gereği zorunlu olarak ve bir kesim için de hastalık kaygısıyla tercihe bağlı uzaktan iş yapma modelleri arttı. Dijital dönüşümü sağlayabilmiş şirketler pandemiye hızlıca adapte olurken, dijital dönüşümü yavaş yavaş gerçekleştirmeyi planlayan şirketler bu alanda atılım yapmak durumunda kaldılar. Beklenen atılımı gösteremeyenler ise pandemi sürecinin uzamasıyla maddi zorluğa düştüler. Hatta işleri döndürebilecek çalışma sermayesi olmayanların iflas ettiğini söyleyebiliriz.

Verimliliği ve üretkenliği artırıyor

Dünya Ticaret Örgütü, e-ticareti mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım, pazarlama, satış ve teslimatının elektronik yollarla yapılması şeklinde tanımlar. Dijital süreçlerin devreye girmesi olarak da tanımlayabileceğimiz bu süreç; diğer deyişle dijitalleşme, değer zincirinin her aşamasında verimliliği ve üretkenliği artırarak katma değer yaratma potansiyeline sahiptir. Dijitalleşme, bu alanda ilerleme kaydetmiş ülkeler ve şirketler için önemli fırsatlar sunsa da bu alanda henüz adım atmayan ülke ve şirketler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Firmalar, günümüz dünyasında ayakta kalabilmek ve pazar payını artırabilmek, rekabetçi bir konumda olabilmek için dijital teknolojilerden verimli ve etkin bir şekilde yararlanmalıdırlar. Özellikle pazara erişim konusunda sıkıntı yaşayan firmaların böylelikle fırsat eşitliği sağlaması ve görünürlüklerini artırma imkanına kavuşmaları açısından da e-ticaretin önemi vurgulanmalıdır.

E-ticaret kapasitesinde artış bekleniyor

2020 yılı Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı e-ticaret verilerine göre yine ilk sırayı İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler alsa da Anadolu firmalarının pazar paylarını gittikçe artırdıkları görülmektedir. Dijital çağda konumsal avantajların görece öneminin azalmasında önemli bir nokta bu husustur. Bir diğer husus da genç nüfus dijital çağa kuşkusuz daha rahat uyum sağlayabilirken, yaş almış kitlenin de pandemi sürecinde yaşanan zorunluluklar nedeniyle bu yöndeki alışkanlıklarını hızla değiştirmiş olmalarıdır. Pek çok hizmetten yararlanmak için dijital süreçlere adapte olan ve e-ticaretle tanışan kitle ile birlikte pandemi yılı e-ticaretin rekor kırdığı yıl olarak kayıtlara girmiştir. Ticaret Bakanlığı verilerine göre dünya e-ticaret hacmi 4 trilyon 300 milyar dolar, Türkiye’nin e-ticaret hacmi ise 2019 yılına göre yüzde 66 artışla 226 milyar 200 milyon TL’dir. Pazara ulaşmakta zorluk çeken üretici ve tüketicilerin bu engeli aşması ve dijital sürece ayak uyduran kitlenin genişlemesi gibi sebepler ışığında bu rakamlar değerlendirildiğinde, e-ticaret kapasitesinin dünya genelinde ve ülke özelinde önümüzdeki yıllarda gittikçe artması öngörülebilir.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.