SAMPİ, Geleneksel Samsun Pidesini Dünyaya Tanıtmayı Sürdürecek
Bugün ikisi yurt dışında olmak üzere, 28 şubeyle hizmet veren SAMPİ, franchising ile yurt içinde yüzde 50 büyümeyi ve yurt dışında şubele
Bugün ikisi yurt dışında olmak üzere, 28 şubeyle hizmet veren SAMPİ, franchising ile yurt içinde yüzde 50 büyümeyi ve yurt dışında şubeler açmayı sürdürmeyi hedefliyor.
Samsun’lu bir iş adamı tarafından Ankara’da 1989 yılında kurulmuş pide zinciri olan SAMPİ, bugün iki tanesi yurt dışında Danimarka ve Kıbrıs olmak üzere, 28 şubesiyle hizmet veriyor. 2018 yılı içerisinde yurt içinde yüzde 50 büyümeyi hedeflediklerini dile getiren SAMPİ Gıda Genel Müdürü Ercan Yılmaz, yurt dışında ise Rusya, Almanya, Hollanda ve Dubai ile temaslarının devam ettiğini belirtiyor. Şubelerinin büyük çoğunluğunun İstanbul’da bulunduğu belirten Yılmaz, geleneksel Samsun pidesini en iyi yapan pide zinciri olduklarını söylüyor. Yılmaz, sektörün ve franchising sisteminin büyüyüp, gelişmesine paralel olarak, tüm dünyada Türk firmalarının hak ettikleri noktaya ulaşacaklarını düşünüyor.
Yatırımcılarına Kapsamlı Destekler Sağlıyor
Yeni lokasyonlara karar verirken, araç ve yaya trafiğinin olduğu lokasyonları ve alışveriş merkezlerini hedef aldıklarını dile getiren Yılmaz, franchise adaylarında aradıkları kriterlerle ilgili olarak ise şunları söylüyor: “Adayların, hem yatırım gücü açısından hem de mental olarak sektörümüze uygun olmalarını bekliyoruz. Gıda emniyetine ve hijyene önem veren, hizmet sektörünün gerektirdiği sabra ve anlayışa sahip olmaları başlıca seçim kriterlerimiz arasında yer alıyor.” Yılmaz, yatırımcılarına verdikleri destekleri; mimarı tasarım ve anahtar teslim uygulama, personel istihdamı ve eğitimleri, lokal pazarlama, planlama ve uygulamaları, markanın operasyonel işletim yöntemlerinin adaptasyonu, malzeme tedarik edilmesi olarak sıralıyor. SAMPİ’nin menülerinin içeriğinin ise tüm şubelerinde aynı olduğunu belirten Yılmaz, “Sadece Beşiktaş şubemizde lokasyonu ve talepler gereği döner satışı yapıyoruz. Standartlarımızın değişmemesi için tüm ürünleri merkezi teadrik yöntemi ile gerçekleştiriyoruz. İçecek gruplarının tedariği ise anlaşmalı olduğumuz firmalar tarafından yapılıyor. Şubelerimiz, sadece manav ürünlerini münferit olarak alıyorlar” diyor.
Şirketlerin Büyümesini Kolaylaştırabiliyor
Ercan Yılmaz; franchising sistemiyle büyümenin, yatırımın maliyeti açısından dış finansman olanağı sağlaması nedeniyle, şirketlerin büyümesini kolaylaştırabileceğini ifade ediyor. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’de franchise sistemi her geçen gün daha da iyiye gitmekle birlikte, birkaç yerli markanın dışında global markalar seviyesine henüz ulaşılamadı. Bunun nedeni, alt yapısı ve sistemi zayıf markaların bayilik yöntemi ile büyümeye çalışmasıdır. Bir an evvel büyümek ve daha fazla kazanmak içgüdüsüyle, yanlış bayi adayları, yanlış lokasyonlar ve teminatsız sözleşmeler markaları hep aynı vahim sonuçlara götürüyor. Bayisine kazandırmadan sadece merkez kârını arttırmaya çalışan markalar, bir süre sonra çöküşe geçiyor ve şubelerini birer birer kaybediyorlar. Bu nedenle, tüm firmalar daha dikkatli davranmalı, ‘Bayi kazanır ise sistem büyür’ ilkesini benimsemeliler.”
Samsun’lu bir iş adamı tarafından Ankara’da 1989 yılında kurulmuş pide zinciri olan SAMPİ, bugün iki tanesi yurt dışında Danimarka ve Kıbrıs olmak üzere, 28 şubesiyle hizmet veriyor. 2018 yılı içerisinde yurt içinde yüzde 50 büyümeyi hedeflediklerini dile getiren SAMPİ Gıda Genel Müdürü Ercan Yılmaz, yurt dışında ise Rusya, Almanya, Hollanda ve Dubai ile temaslarının devam ettiğini belirtiyor. Şubelerinin büyük çoğunluğunun İstanbul’da bulunduğu belirten Yılmaz, geleneksel Samsun pidesini en iyi yapan pide zinciri olduklarını söylüyor. Yılmaz, sektörün ve franchising sisteminin büyüyüp, gelişmesine paralel olarak, tüm dünyada Türk firmalarının hak ettikleri noktaya ulaşacaklarını düşünüyor.
Yatırımcılarına Kapsamlı Destekler Sağlıyor
Yeni lokasyonlara karar verirken, araç ve yaya trafiğinin olduğu lokasyonları ve alışveriş merkezlerini hedef aldıklarını dile getiren Yılmaz, franchise adaylarında aradıkları kriterlerle ilgili olarak ise şunları söylüyor: “Adayların, hem yatırım gücü açısından hem de mental olarak sektörümüze uygun olmalarını bekliyoruz. Gıda emniyetine ve hijyene önem veren, hizmet sektörünün gerektirdiği sabra ve anlayışa sahip olmaları başlıca seçim kriterlerimiz arasında yer alıyor.” Yılmaz, yatırımcılarına verdikleri destekleri; mimarı tasarım ve anahtar teslim uygulama, personel istihdamı ve eğitimleri, lokal pazarlama, planlama ve uygulamaları, markanın operasyonel işletim yöntemlerinin adaptasyonu, malzeme tedarik edilmesi olarak sıralıyor. SAMPİ’nin menülerinin içeriğinin ise tüm şubelerinde aynı olduğunu belirten Yılmaz, “Sadece Beşiktaş şubemizde lokasyonu ve talepler gereği döner satışı yapıyoruz. Standartlarımızın değişmemesi için tüm ürünleri merkezi teadrik yöntemi ile gerçekleştiriyoruz. İçecek gruplarının tedariği ise anlaşmalı olduğumuz firmalar tarafından yapılıyor. Şubelerimiz, sadece manav ürünlerini münferit olarak alıyorlar” diyor.
Şirketlerin Büyümesini Kolaylaştırabiliyor
Ercan Yılmaz; franchising sistemiyle büyümenin, yatırımın maliyeti açısından dış finansman olanağı sağlaması nedeniyle, şirketlerin büyümesini kolaylaştırabileceğini ifade ediyor. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’de franchise sistemi her geçen gün daha da iyiye gitmekle birlikte, birkaç yerli markanın dışında global markalar seviyesine henüz ulaşılamadı. Bunun nedeni, alt yapısı ve sistemi zayıf markaların bayilik yöntemi ile büyümeye çalışmasıdır. Bir an evvel büyümek ve daha fazla kazanmak içgüdüsüyle, yanlış bayi adayları, yanlış lokasyonlar ve teminatsız sözleşmeler markaları hep aynı vahim sonuçlara götürüyor. Bayisine kazandırmadan sadece merkez kârını arttırmaya çalışan markalar, bir süre sonra çöküşe geçiyor ve şubelerini birer birer kaybediyorlar. Bu nedenle, tüm firmalar daha dikkatli davranmalı, ‘Bayi kazanır ise sistem büyür’ ilkesini benimsemeliler.”
