Derin Duygularımı Tablolarım Aracılığıyla Anlatıyorum
Buket Önyürü, sanatın birçok dalına gönlünü vermiş başarılı ve yetenekli bir isim.


Bugünlerde “Wild Animal” isimli yeni sergisi için hazırlanan Buket Önyürü ile resmin hayatındaki yerini, nelerden ilham aldığını ve hedeflerini konuştuk.
Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Ankara doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi'nden mezun oldum. Moda, her zaman tutkum oldu. Ailem eğitim ve sanat konusunda hep destek verdi. Arkeoloji eğitimime devam ederken aynı zamanda çok istediğim, Özel Güzel Sanatlar Stilistlik okulunu da bitirdim. Burada moda, makyaj, güzellik, stil gibi pek çok konuda eğitim aldım. Yüksek lisansımı Ankara Üniversitesi’nde Müze Pedagojisi üzerine yaptım. Tabiat Tarihi Müzesi'nde arkeolog ve müze küratörü olarak görev yapıyorum.
Resim sanatının sizin için önemi nedir?
Sanat, insanların birbirine yakınlaştıran ortak bir dil. Birikimlerimi, duygularımı en güzel resim aracılığı ile yansıtabiliyorum. Çoğu zaman kelimeler hislerinizi ifade etmeye yetmez, işte bu noktada devreye tablolarım giriyor.
Çalışmalarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Müzecilik ve arkeoloji konusunda pek çok projede yer aldım. Müze küratörü olarak, müze objelerini değerlendirip üzerinde enerji harcamak ve sunumları ile ilgili çalışmak kişinin estetik değerlerinin yükselmesini sağlayan müthiş bir faktör. Müzede çalışmalarıma devam ederken mizacım nedeniyle kısa sürede Eğitim, Basın ve Halkla İlişkiler Yöneticiliği'ne getirildim. Bu görevde çalışmak, müzeye gelen farklı profillere sahip ziyaretçilerle diyalog halinde olmayı gerektirdi. İnsanlarla iletişim halinde olmak, birikim oluşturmada önemli bir etken oldu. Ayrıca bir müzede milyonlarca yıl içerisinde jeolojik zaman periyodunda fosiller, mineraller, kayaçlar, renkler ve dokularla iç içe 23 yıl geçirmek, kişinin benliğinde, hafızasında bir birikim yaratıyor.
Bugüne kadarki sergilerinizin temaları nelerdi?
Yaşadıklarım ve deneyimlerim beni resimle ilgili sergiler açmaya yönlendirdi. Doğa konusunda hepimizin bir şeyler yapması gerekiyor. Yakın zamanda yaşadığımız ani ısı değişiklikleri, sel baskınları, alışık olmadığımız tarzda tropik fırtınalar küresel ısınmanın işaretleri. Doğa konusu benim için çok önemli. Bu nedenle, ilk sergim “Doğanın Renkleri” temalıydı. Diğer sergimi tamamen “Küresel Isınma” konusuna ayırdım ve sergime “Yok Oluş 1.5” adını verdim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019 yılının ‘Göbeklitepe Yılı’ ilan edilmesi ise bir arkeolog olarak beni çok heyecanlandırdı. Bu nedenle, “Cennetin Bahçesi Göbeklitepe 99” ismini verdiğim son sergimi, dinlerin beşiği Urfa'da gerçekleştirdim.
Son olarak, önümüzdeki serginizin temasını ve önemini paylaşır mısınız?
Doğal hayata verdiğimiz zarar, artık geri döndürülemeyecek bir noktaya ulaştı. Dünya üzerinde yaşayan birçok nesli tükenen hayvan bulunuyor. Gelecek yıllarda, bu nesli tükenen hayvanlara yenilerinin dahil olması bekleniyor. En kısa sürede önlemler alınmazsa bazı türler artık aramızda olmayacak. Son hazırladığım “Wild Animal” serimle yok oluşa bu kez de hayvanlar açısından yaklaşıyorum.