Türk İhracatçıya Umut Vadeden Kıta: Afrika

Genel dünya ticaret yollarının üzerinde yer alan Afrika kıtası, lojistik öneme sahip. Son yıllarda Türkiye’nin bu kıtaya ihracatı beş katına, ithalatı ise üç katına çıkarken, ticaret hacmi 30 milyar doları aştı.

Türk İhracatçıya Umut Vadeden Kıta: Afrika
kobiaktuel
kobiaktuel
02 Ekim 2019 Çarşamba 12:12

Günümüzde 54 bağımsız ülkeden oluşan Afrika kıtası; altın, elmas, petrol, doğalgaz, manganez, platin, vanadyum ve kömür başta olmak üzere sayısız maden kaynağı, çok geniş tarımsal alanlar, devasa balık stokları ve dinamik genç bir nüfus barındırıyor. Ayrıca genel dünya ticaret yollarının üzerinde yer alan Afrika kıtası, jeopolitik ve lojistik öneme sahiptir. FLY Uluslararası Danışmanlık ve Dış Ticaret Kurucusu, VAYA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Feyza Keskin Alp, “Tarihsel süreçte, bu kıtanın zengin kaynaklarından faydalanmak için neredeyse tüm dünya ülkeleri çaba sarf etmişlerdir. Günümüzde de dünyanın geri kalanında azalan kaynaklar, artan nüfus, çalışan nüfusun yaşlanması gibi faktörler sebebi ile Afrika’nın ticari ve stratejik önemi devam ediyor. Küresel şirketler Afrika’daki varlıklarını her geçen yıl artırıyorlar. Çok sayıda küresel şirket, Afrika’daki ekonomik pazarda pay sahibi olma yarışında” diyor.

Yatırımların Değeri 6 Milyar 500 Milyon Doları Aştı

Alp, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ekonomik münasebetin tamamen bittiğine dikkat çekerek, bu ilişkilerin Türkiye’nin “Afrika Açılımı Planı” ile tekrar canlanmaya başladığını aktarıyor. Alp, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Afrika Birliği’nin de Türkiye’yi ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi kapsamında stratejik ortak ilan etmesi ile ticari hacimdeki artış ivmelendi. Son yıllarda Türkiye’nin kıtaya ihracatı beş katına, ithalatı ise üç katına çıkarken, ticaret hacmi 30 milyar doları aştı. 2019 yılı itibarı ile ülkemizin Afrika ülkelerindeki doğrudan yatırımlarının toplam değeri 6 milyar 500 milyon doları aşmış durumda.”

Devlet Desteği Etkisi

Sadece Türk müteahhitlerin Afrika kıtası genelinde üstlendikleri 1.250 adet projenin değerinin 65 milyar dolara yaklaştığını kaydeden Alp, bu hacmin gelişmesindeki en önemli etkenlerden birisinin Türkiye Cumhuriyeti’nin 2003 yılı itibarı ile 12 olan büyükelçilik sayısının 41’e çıkartılması olduğunu söylüyor. Alp, “Özel sektörün ilgisi, devlet tarafından da desteklenince ortaya başarılı bir dış ticaret operasyonu çıkartılmıştır. Bu durumun sonuçları da Afrika ülkeleri ile ticaret yapan Türk firmalarının yüksek kazançlar sağlamaları ve makro ekonomik olarak da ülkeye döviz girdisi sağlanması olmuştur” ifadelerinde bulunuyor. Afrika kıtasında hâlihazırda yapılacak birçok iş ve yatırım fırsatının olduğunu dile getiren Alp, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Türk yatırımcı ve iş adamları için iç piyasadaki daralma ve kur baskısının arttığı bu dönemde, Afrika ülkelerine açılmak fiktif değil, reel bir büyüme yöntemidir. Bu sebeple, tüm yatırımcıların ve iş adamlarının, bu kıtaya güvenli bir biçimde ticaret yapmaları çok önemli..

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Murat - 6 yıl önce
Türkiye nin afrika açılımı kıta genelinde ciddi bir teveccüh gördü. Yuzumuzu umarım afrika güldürür..
Avatar
ömer faruk - 6 yıl önce
Afrika yı siyasi ve ekonomik olarak keşfetmek stratejik bir öngörü gerektirir. Sayın Cumhurbaşkanımızın sık sık afrika yı ziyaret etmesi, ilişkileri doğru yönetmesi sayesinde yatırımcıya gün doğdu.
Avatar
Sadi Çoban - 6 yıl önce
iyi güzel de hukuk sistemlerinin Allahlık olması yatırımcıyı zora sokuyor.