E-Ticaretin Büyümesiyle Akıllı Lojistik Yönetiminin Önemi Artıyor

Son yıllarda lojistik sektöründe hangi teknolojik yenilikler öne çıkmaktadır?

Şu anda, teknolojik yeniliklerin sektörü dönüştürdüğü heyecan verici bir dönemden geçiyoruz. E-lojistik yazılımlarından araç takip sistemlerine, RFID teknolojilerinden makineler arası iletişim (M2M) teknolojilerine kadar pek çok yenilik, sektörümüzün hızını, verimliliğini ve maliyet avantajını artırıyor. Özellikle e-ticaretin yükselişiyle akıllı lojistik yönetimi artık daha da önemli hale geldi. Lojistik süreçlerin optimizasyonunu sağlayan EDI, ERP ve araç takip sistemleri, bilgi akışını hızlandırarak operasyonları kolaylaştırırken, işletmelerin rekabet gücünü de artırıyor. RFID ve M2M gibi otomasyon teknolojileri ise operasyonlarımızda izlenebilirlik ve insan kaynağı tasarrufu sağlıyor.

Tedarik zinciri yönetimi ve lojistik arasındaki farklar nelerdir?

Tedarik zinciri yönetimi (TZY), bir ürün veya hizmetin başlangıç noktasından son kullanıcıya ulaşana kadar geçtiği tüm süreçleri planlayan, yöneten ve koordine eden geniş kapsamlı bir disiplindir. Bu süreç; hammadde temini, üretim, envanter yönetimi, depolama, sipariş işleme ve dağıtımı içerir. TZY, şirketlerin tüm bu aşamalarında maliyetleri düşürmeyi, verimliliği artırmayı ve müşteri memnuniyetini sağlamayı hedefler. Lojistik ise tedarik zincirinin bir parçası olup, ağırlıklı olarak malların taşınması, depolanması ve teslimi ile ilgilenir. Lojistik, doğru ürünün doğru yerde ve zamanda olmasını sağlamak için taşıma, depolama, paketleme ve envanter yönetimi gibi operasyonel faaliyetlere odaklanır.
 

Lojistik sektöründe sürdürülebilirlik uygulamaları için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Sürdürülebilirliğe verdiğimiz önemle, operasyonel verimliliğimizi artırarak karbon ayak izini küçültmeyi hedefliyoruz. Şu anda taşıma başına düşen karbon emisyonunu azaltmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz ve lojistik süreçlerin çevresel etkilerini daha net izleyebilmek için karbon ayak izimizi ölçmeyi gündemimize aldık. Gelecekte bu verileri daha detaylı bir şekilde izleyip, paydaşlarımızla paylaşmak üzere bir çevresel etki ölçüm sistemi kurmayı planlıyoruz. Bu sistem sayesinde, Kamion’un sağladığı çevresel katkıyı sayısal verilerle de destekleyebileceğiz. Sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlı iş modelleri, yalnızca operasyonel verimlilik sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektörün gelecekteki iş yapma biçimini de şekillendiriyor. Kamion olarak, çevresel ayak izimizi minimize etmeye yönelik stratejik adımlar atmaya devam edeceğiz ve bu çabalarımızı sayısal verilerle destekleyerek müşterilerimize daha çevreci çözümler sunacağız.

E-ticaretin lojistik sektöründeki rolü giderek büyürken, bu alanda ne gibi değişiklikler yaşanmaktadır?
E-ticaretin yaygınlaşması, lojistik sektöründe önemli değişimlere yol açıyor. Online alışveriş arttıkça, özellikle ürün iadelerinde yaşanan yoğunluk, tersine lojistik süreçlerini daha kritik hale getiriyor. 2023 yılında ABD’de 247 milyar dolarlık ürünün iade edilmesi, iade yönetiminin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu durum, tüketici memnuniyetini sağlamak için hızlı, verimli ve maliyet etkin çözümler gerektiriyor. Tersine lojistikte en büyük zorluklardan biri, iade süreçlerinin karmaşıklığı. Ürünlerin geri toplanması, yeniden satılabilir duruma getirilmesi ve tüketicilere geri dönmesi zaman alıcı ve maliyetli olabiliyor.

Yapay zeka’nın lojistik sektöründe ne gibi yansımaları bulunuyor?
Kamion olarak, güçlü veri altyapımız ve gerçek zamanlı analiz platformumuzla lojistik süreçlerinde köklü bir dönüşüm yaratıyoruz. AI, taşıma süreçlerindeki veriyi anında işleyerek, yüklerin hangi aşamada olduğunu ve teslimat sürecinde olası aksaklıkların neler olabileceğini öngörmemize olanak tanıyor. Bu öngörü kabiliyeti sayesinde, teslimatlarda gecikmeleri veya diğer sorunları önceden belirleyebiliyor, proaktif çözümler üretebiliyoruz. Ayrıca, yapay zekanın sunduğu izlenebilirlik avantajı, müşterilerimizin yüklerini her an takip edebilmesini sağlıyor ve müşteri memnuniyetini artırıyor.