TEBLİGAT
Tebligat , bir davaya ilişkin işlemleri , o dava ile ilgili kişilere , kanunda belirtilen usule uygun olarak bildirmek için yapılan belgelendirme işlemidir.Hukukta süreler çok önemlidir.


Sürelerin önemli bir bölümü hak kaybedici niteliktedir.İşlemin süresinde yapılmaması hakkın kaybedilmesine sebep olur.Süreler , tebligatın usulüne uygun olarak yapılmasıyla başlar.Bu nedenle tebligat çok önemlidir.Bu yazıda hak kaybına uğramamamız için kısa bilgiler verilecektir.
Tebliğ ile başlayan süreler gün olarak belirlenmiş ise , tebliğ günü hesaba katılmaz.Örneğin tebligat Salı günü yapılmışsa , Salı günü dikkate alınmadan hesaplama yapılacaktır.Süre hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise , başladığı güne son hafta , ay veya yıl içinde karşılık gelen günde sona erer.Örneğin Salı günü başlayan bir haftalık süre , bir sonraki hafta Salı günü sona erer.
Tebligat Kanunu’nun 10. Maddesine göre tebligat , tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde (Nüfus Müdürlüklerinde tutulan) bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.Bu nedenle adresini değiştiren kişilerin zaman kaybetmeksizin Nüfus Müdürlüğü’ne başvurarak yeni adreslerini bildirmeleri , yapılacak tebligatlardan haberdar olmaları için zaruridir.
Tüzel kişilere (şirketler , kurumlar vs.) tebligat tebliğ almaya yetkili temsilcisine , bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır.Tüzel kişiyi temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada belirtilen adreste bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde tebligat , kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne , bu da olanaklı değilse , tüzel kişinin memur veya işçilerinden birine yapılır.Bu sıraya aynen uyulması ve yetkili kişiye neden tebliğ yapılamadığı hususunun tebliğ mazbatasına (muhataba imzalatılıp dava dosyasına geri gönderilen tebligat parçası) açıkça yazılması gerekir.Aksi halde yapılan tebligat usulsüz hale gelir.
Kendisine tebliğ yapılacak kimse adresinde bulunamazsa , tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.Adreste bulunmama nedeninin tebliğ mazbatasına yazılması , tebliğ yapılan kişinin konutta devamlı ikamet etmesi , tebligatı almaya ehil ve görünüş olarak 18 yaşında olduğunun tespit edilmesi zorunludur.
Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesi dikkatli olmazlarsa kişilerin hak kayıplarına yol açacak düzenlemeler içermektedir.Düzenlemeye göre , kendisine tebligat yapılacak kimse veya kanun gereği O’nun adına tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebliğ almaktan kaçınırsa , Tebliğ Memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtarına imza mukabilinde teslim eder.Tebliğ yapıldığına ilişkin ihbarnameyi adresin kapısına yapıştırır.Tebligattan muhatabı haberdar etmesi için en yakın komşularından birine varsa yönetici ve kapıcıya da haber verir.İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih , tebliğ tarihi sayılır.Tebligat muhtara bırakıldığında , kişiler genelde ihmalkar davranmakta gidip almamaktadır.Ancak süre başlamış olduğundan hak kayıpları yaşanmaktadır.Tarafımıza gönderilen tebligat muhtara bırakıldığında derhal teslim almalı , muhtara bırakılış tarihini öğrenmeli ve süreleri bu tarihe göre hesaplamalıyız.
21. madde , adresini değiştirdiği halde yeni adresini Nüfus Müdürlüğü’ne bildirmeyenler için hak kaybettirici bir hüküm içermektedir.Tebligat adresi , tebligat yapılacak kişinin adres kayıt sistemindeki adresi ise , muhatap o adreste hiç oturmamış veya adresten ayrılmış olsa dahi , tebliğ memuru yukarıda anlatılan muhtara bırakma prosedürünü aynen uygulayacaktır.Yani , yeni adresini bildirmeyen sonuçlarına katlanacak , belki de tebligattan hiç haberi olmayacaktır.Bu nedenle , yeni adresin Nüfus Müdürlüğü’ne derhal bildirilmesi gerekir.Aksine davranış , hakkımızda açılan davanın savunma yapamadan sonuçlanması riskini doğuracaktır.
Gerçek kişilerde olduğu gibi tüzel kişilerin de (şirket , kurum , dernek vs.) adres değişikliklerini ilgili sicillere usulüne göre işletmeleri gerekir.Örneğin ticari şirketler , adres değişikliklerini Ticaret Sicili’ne usulüne göre işletmek zorundadır.Bu gereği yerine getirmeyenler için Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi hak kaybına yol açabilecek bir hüküm getirmiştir.Maddeye göre , daha önce tebligat yapılmamış olsa bile tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve tebligat bu adrese yapılır.Yani , tüzel kişi o adresten taşınmış olsa dahi (yeni adresini sicile kaydettirmediği için) tebliğ evrakının bir nüshası adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.Böylece yeni adresini bildirmeyen tüzel kişi , kendisine yapılan tebligattan haberdar olamaz.Bu durumun çok ağır sonuçları olabilir.
Tarafımıza tebligat yapıldığında , tebliğ tarihini hemen zarf üzerine yazmamız , adres değişikliklerini ilgili kurumlara derhal bildirmemiz , tebliğ evrakını hukuki yardım alacağımız kişilere zaman kaybetmeden ulaştırmamız hak kayıplarını önleyecektir.
Herkesin mutlu , huzurlu ve bol kazançlı bir ay geçirmesini dilerim.
Av. Seyfettin Aloğlu
av.s.aloglu@gmail.com