Modern biyoteknoloji birçok alanda yeni ufuklar açtı
Moleküler biyoteknolojideki gelişmelerin ürün temelli meyvelerini vermeye başlamış olması, biyoteknolojinin yıldızının parlamasında etkili oldu.
![Modern biyoteknoloji birçok alanda yeni ufuklar açtı](https://www.kobiaktuel.com.tr/images/haberler/2021/04/modern_biyoteknoloji_bircok_alanda_yeni_ufuklar_acti_h3132_e9813.jpg)
![kobiaktuel](https://www.kobiaktuel.com.tr/images/yazarlar/Kobi-AktuYel.png)
Özellikle tarım alanında basit biyoteknolojik yöntemler ile sağlanan üretim artışlarının günümüzdeki teknolojiye uygun metotlarla daha da artırılabileceğini öngören uzmanlar, bu sayede açlık sorununa kalıcı çözümler getirilebileceğini ifade ediyorlar.
Uzmanlar, modern biyoteknolojinin tarıma, gıda sanayiine ve fermantasyon endüstrisine değişik olanaklar sunarak ve yeni ufuklar açtığına dikkat çekiyorlar. Biyoteknolojinin kullanım alanları ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Doç. Dr. Emel Serdaroğlu Kaşıkçı; biyoteknolojiyi ‘biyolojik sistemlerin bilim ve mühendislik ilkelerine dayalı olarak sonucunda bir ürün elde edilmesi ve hizmet üretiminde kullanılması’ olarak tanımlıyor. Kaşıkçı, “Bu biyolojik sistemler, doğrudan canlı sistemler olabileceği gibi enzimler ve bu sistemlerin ürettiği moleküller de olabilir. 1960’lardan günümüze genetik ve moleküler biyoloji alanındaki bilgilerimizin hızla artması, biyoteknoloji alanında heyecan verici yeni buluşlar ve uygulamalara yol açtı. DNA yapısı ve işlevinin bilinmeye başlanması ile yeni teknolojileri, gen klonlama ve genetik mühendisliği uygulamalarını da beraberinde getirdi” ifadelerini kullanıyor.
Tarımda üretim artışı sağlanıyor
Kaşıkçı, biyoteknolojinin birçok türü olduğunu; doğal kaynakların giderek yetersizleştiği dünyada gıda açığına çözüm bulma konusunda giderek güncelleşen bir teknoloji olarak önem kazandığını söylüyor. Kaşıkçı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle tarım alanında basit biyoteknolojik yöntemler ile sağlanan üretim artışlarının günümüzdeki teknolojiye uygun metotlarla daha da artırılabileceği ön görülüyor. Bu sayede açlık sorununa kalıcı çözümler getirilebileceğini söyleyebiliriz. Gıdalarımızın çoğunu tahıllar, şekerli bitkiler, baklagiller, yağlı tohumlar, meyve ve sebzeler oluşturuyor. Bütün bunlar göz önüne alındığında, insanların temel gıdalarını oluşturan tarımsal ürünlerin üretiminde olduğu kadar ürünlerin işlenmesi ve istenilen özellikte gıdalar elde edilmesi gibi pek çok sahada uygulama imkanı bulan biyoteknolojinin önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor.”
Hayvan biyoteknolojisi hızla değişiyor
Biyoteknolojinin hızlı değişen alanlarından birinin hayvan biyoteknolojisi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Emel Serdaroğlu Kaşıkçı, “Hayvanlar, önemli ürünlerin üretilmesinde biyoreaktörler olarak kullanılabilirler. Ayrıca insan tedavisinde kullanılan diğer birçok terapötik proteinin transgenik hayvanlardan elde edilmesi gerçekleştirilmekle birlikte, transgenik hayvanlar diğer canlıların genlerini bünyelerinde bulundurabilirler. Örneğin; pıhtılaşma proteinlerini sentezleyen insan genleri keçilere aktarılıp, bu proteinlerin keçi sütünde üretilmesi sağlanabiliyor” diye konuşuyor.
Hayvanlarda gen silme işlemi uygulanıyor
Hayvanların aynı zamanda önemli model organizmalar olduklarını ifade eden Kaşıkçı,“Bir veya daha fazla genin işleyişinin durdurulduğu gen silme (nakavt) deneyleri, o genlerin fonksiyonlarının öğrenilmesi açısından faydalı olabiliyor. Gen silme; bir genin işleyişini bozarak o genin yokluğunda hayvandaki hangi fonksiyonların etkilendiğini gözlemek, sonuçta o genin rolü ve önemini belirlemektir. Fare ve sıçan gibi hayvanlarda bulunan birçok gen aynı zamanda insanlarda da bulunduğundan, hayvanlardaki gen fonksiyonlarının bilinmesi insanlardaki genlerin fonksiyonlarının daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Hayvanlarda uygulanan ilaç testleri ve genetik terapiler, insanlarda yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesine olanak sağlıyor” diyor.
Biyoteknolojinin yıldızı parladı
Kaşıkçı, “Sonuç olarak, biyoteknolojinin yıldızının parlamasında rol oynayan diğer bir etken ise moleküler biyoteknolojideki gelişmelerin ürün temelli meyvelerini vermeye başlamış olmasıdır. Sonuçta moleküler düzeyde yapılan genetik manipulasyonlarla verimliliğin ve üretkenliğin arttırıldığı, yeni ürünlerin üretilebildiği modern biyoteknoloji doğdu“ diyor. Modern biyoteknolojinin; tarıma, gıda sanayiine ve fermantasyon endüstrisine değişik olanaklar sunduğunu ve yeni ufuklar açtığını dile getiren Kaşıkçı, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu bağlamda aslında biyoteknolojinin gerçek değerinin bilinmesi, hangi bilim dallarını içerdiğini ve biyoteknolojinin farklı türleri birbirlerine nasıl bağımlı olduğunun anlaşılması ile mümkündür. Birçok bilim dalının bu etkileşimi, 21’nci yüzyılda önemli problemleri çözmede test edilecek ve etkili olacaktır.”