İş hayatında spiritüel zekâ
İçinde bulunduğumuz durumdan bağımsız olarak iç ve dış huzurumuzu koruyabilmek, sağduyulu olabilmek, iş dünyasının geldiği son düzlük.
![kobiaktuel](https://www.kobiaktuel.com.tr/images/yazarlar/Kobi-AktuYel.png)
Bunun için spiritüel zekâ önemli. Bu zekâyı geliştirmek için ise benlik farkındalığı, evrensel farkındalık, benlik hakimiyeti ve sosyal hakimiyet olmak üzere dört ana konu var.
Zamanında ne güzel söylemiş Arne Garborg, “Parayla her şeyi satın alamazsın”. Bir dizesinde ise “Bilgi alırsın; ama bilgelik alamazsın” diyordu. Bilgelik çoğumuza, çok üst bir mertebe gibi görünse de bugünün karmaşasından bizi kurtaracak olgu, hiç olmazsa bu yola çıkmak ve varoluşumuzu anlamaya çalışmak… Niyetim felsefe üzerine yazmak değil; lâkin bugünün iş dünyasının sorunlarını bertaraf edecek, sizinle paylaşacağım önemli kaynağın ismi kendi içinde felsefi boyut barındırıyor.
Bu kaynak öyle ki, insanlığın varoluşundan bugüne sorunların çözümünde kullandığı, problem çözme becerisi olarak tanımlanan “zekâ” kavramının bütünleyici katmanı. Bu katman bugün ve bundan sonra, dünyanın birçok yerinde olduğun gibi yaşamın bütününde ve iş dünyasında da konuşulacak bir katman olacak. Bu katmanı, bize gerçek doğamızda saklı olan iç görüyü, yaşamımıza, ilişkilerimize ve kariyerimize taşıma becerisi olarak tanımlayabiliriz. Eski dille feraset, yani insanların çevresinde olan olayların ve diğer insanların iç yüzünü keşfetme; geleceğe dair doğru tahminlerde bulunma ve öngörülü olma yetisi.
Yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var
Şimdiye kadar çoğumuzun bildiği, fiziksel zekâmız ile bedenimizin ihtiyaçlarını anlayıp giderdik, bilişsel zekâmız ile mantık yürüttük, duygusal zekâmız ile kendimizi tanıdık, ilişkilerimizi yönettik ama yetmedi. Artık yeni şeyler konuşma zamanı, şimdiye kadar kullandığımız zekâ tiplerini bütünleyecek bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Daha bütünsel bakmamızı sağlayan, kendisi ve diğerleri için anlam arayan ve diğerlerini güçlendirici yanı özelliği olan bir zekâ türü.
Aslında bu konu, uzun senelerdir bilim insanlarının gündeminde ve üzerine sayısız çalışma yapıldı. Örneğin, Gardner bu zekâ türüne “varoluşcu zekâ” ismini verirken, diğer tüm zekâ tiplerini birleştiren “kapak taşı” ifadesini kullandı. Stephen Covey ise bu zekâ türü için diğerlerine yol göstericiliği ile bu zekânın diğer zekâların temeli olduğunu söyledi. Şimdi biz, bugünkü boşluklarımızı doldurmak, tamamlanmak için çok ihtiyaç duyduğumuz bu zekâmızı nasıl kullanacağız? “Bu zekâ türü ölçülebilir mi? Doğuştan mı gelir, yoksa geliştirilebilir mi?” soruları da aklımızdan geçebilir.
Dört ana konu var
Bu zekâ türü üzerine uzun yıllar çalışma yapan Cindy Wigglesworh, bu zekâyı “spiritüel zekâ” olarak isimlendirdi. Ölçülebilir ve geliştirilebilir olduğuna dair bilimsel araştırmaları sonuçlarıyla ortaya koydu. Yazımın geri kalan bölümünde spiritüel zekâmızı geliştirmek için üzerine çalışacağımız yirmi bir beceriyi kapsayan dört ana konudan bahsetmek istiyorum. Bunlar benlik farkındalığı, evrensel farkındalık, benlik hakimiyeti ve sosyal hakimiyettir. Yöneticilerle yapmış olduğumuz seansların öncesinde ölçümlediğimiz ve üzerinde çalıştığımız bu becerilerin, bu bütünleyici zekâyı iş ve özel yaşamımıza yansıtma konusunda anahtar olduğunu söyleyebilirim.
Bu dört ana konu, bugünün ve yarının dünyasında en zorlu koşullarda bile işimizde, aile ve sosyal ilişkilerimizde bize şimdiye kadar üzerinde düşünemediğimiz ölçüde farkındalık ve iç görü kazandırır. Trathang Tulku’nun Özgürlük Bilgisi’nde yazdığı gibi; “Farkındalığı tüm gücüyle uyandırmanın yollarını bulabilirsek, insan gelişiminin yeni bir aşamasına girebilir, kendimize ve dünyamıza farklı bir canlılık kazandırabiliriz.
Öğr. Gör. Banu Koç Çakan
Endüstri ve Örgüt Psikoloğu, Bcc Turkey Kurucusu