Dijitalleşmenin Zirvesi: Agent değil Acente projesi

Sigorta sektöründe dijital dönüşümün rolü nedir ve bu dönüşümü sürdürmek neden önemlidir?

Dijitalleşme halihazırda Türkiye’de sigorta sektörünün ajandasında ciddi bir yer kaplıyor. Bu alanda farklı şirketlerde operasyonel iyileştirme ve ürün geliştirme alanlarında çalışmalar yapılıyor. Dijital dönüşüm yalnızca sigortacılığın değil hemen her alanın merkezinde artık çünkü her şey birbiriyle ilintili ve dirsek temasında olduğu her alanı dijitalleşmeye çekiyor. Dünyanın kendi bile dijitalleşiyor, Metaverse gerçeği var hayatımızda. Sigorta sektörü özelinde ise ürünün muhtevasından (QKimlik gibi siber güvenlik paketleri vb) satın alınmasına ve online poliçelere, ödeme sistemlerinden satış sonrası desteğe kadar süreçlerin hızlanıp çok daha güvenilir hale gelmesinde dijital dönüşümün rolü çok büyük. Dönüşümü sürdürmek daha doğrusu geliştirmek ise sigorta sektörünün hayata entegrasyonu için şart. Mesela biz bugün Maher Holding Sigorta Grubu olarak otonom araçlara ilgi gösterip anlamaya çalışmazsak gelecekte bu araçların hangi sigorta türüne ihtiyacı olacağını bilemeyiz. Çünkü bugüne kadar oto sigortalarında üçüncü şahsa verilen sorumluluğu biliyorduk. Otonom araçlarla birlikte neyi sigortalayacağımız ve sorumluluklar konusu şimdi daha kompleks bir hale geldi. Quick Sigorta olarak biz de konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Müşteri talepleri ve beklentileri nasıl değişiyor ve sigorta şirketleri bu değişime nasıl yanıt veriyor?

Dijitalleşmenin getirdikleriyle birlikte müşteri beklentileri de teknolojiyle uyumlu, pratik uygulamalar dahilinde değişiyor. Öte yandan kişiselleştirilmiş ürünlere olan talepler artıyor. Biz de halihazırda özelleştirilmiş ürünlere odaklı bir sigorta grubu olarak ürün geliştirmelerimizi bu talepleri dikkate alarak yapıyor ve yeni nesille daha hızlı iletişim kuruyoruz.

Sigorta sektöründeki veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojiler, risk değerlendirmesi ve poliçe fiyatlandırmasında nasıl kullanılıyor?

AI teknolojisi sigorta sektöründe hali hazırda çeşitli uygulamalar şeklinde kendini göstermeyebaşladı. Sigorta suistimalleri, hasar süreçleri, sigortalama riskinin hesaplanması, prim fiyatlandırılması, müşterilerin sorularının hızlı bir şekilde yanıtlanması gibi yapay zeka uygulamaları sigorta sektöründe artık uygulanan ve geliştirilmesi yapılan çalışmalar. Örneğin biz, Quick Sigorta olarak koşullara hemen ayak uydurup halihazırdaki online altyapımızı geliştirip “Agent Değil Acente” projesini hayata geçirdik. Bu projeyi sektörün en önemli kazançlarından biri olarak görüyorum. Sigortalıların ihtiyaçlarını hızlıca çözen, robottan fazlasına ihtiyaç duyduklarında anında acenteye yönlendiren bu proje sayesinde pandemi gibi kritik bir dönemde bile acentelerimizin gelirlerini artıracak bir yol bulmuş olduk. Öyle ki projenin de katkısıyla dağıtım kanallarımızda acentelerin payı yüzde 85’e çıktı. Sektörde ise bu oran yüzde 65. Diğer yandan dijitalleşmenin alanlar arası entegrasyonunu kolaylaştırıp yeni fırsatlar doğurduğunu söylemek mümkün. Quick Sigorta olarak, Amerika Birleşik Devletleri merkezli Türk teknoloji şirketi olan ADASTEC’in toplu taşıma operasyonlarını daha verimli, konforlu ve güvenli hale getirecek seviye 4 otonom araç projesine yatırım yapıyoruz.ADASTEC, yakın zamanda Norveç’in Stavanger şehrinde liman ile şehir merkezi arasında  belediyenin toplu taşıma operasyonunu da üstlendi. Tamamıyla yapay zeka üzerine kurulmuş bir yazılıma yatırım yaparak biz de inovatif projeleri destekleyip dünya vizyonunun takipçisi oluyoruz.

Sürdürülebilirlik bir yaşam ve ekonominin zincirlerini oluşturan tüm yatırımcılar ve kuruluşlara güven veren tek sektör, sigorta sektörü

Sigorta şirketlerinin sürdürülebilirlik ve çevresel faktörler konusundaki rolü nedir?

İşletmelerin yeşil devrimler gerçekleştirirken onların ihtiyaçlarına destek olacak ve bu dönüşüme ayak uyduracak yardımcı aktörlerden biri sigortacılık. Bunda önleyici sigortacılık modelinin çizeceği öngörüler de çevrecilik eksenli olacak ve farkındalığı artıracaktır. Haliyle sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde olduğumuzu söylemek mümkün. Sürdürülebilirlik bir yaşam ve ekonominin zincirlerini oluşturan tüm yatırımcılar ve kuruluşlara güven veren tek sektör sigorta sektörü. Sürdürülebilirlik kriterlerinin dikkate alınması, reel ekonominin direncini ve finansal sistemin istikrarını da artırabilir. Ayrıca iklim değişikliğiyle mücadele tasarruf ve dijitalleşme de önemli bir ayak. TSB de bu yönde adımlar atıp e-poliçe ve e-sigorta gider komisyon gider belgesi geçişlerini başlatmıştı. Bu sayede ülkemizin Yeşil Kalkınma Devrimi için sigorta sektörü olarak ciddi bir katkı sağlandı. Diğer taraftan Maher Holding şirketlerinin de  içerisinde bulunduğu QuickTower, LEED Platinum sertifikalı bir bina. Burada ekolojik ve uzun ömürlü malzemeler kullanıldı. Doğal ışık ve doğal havalandırmadan ev iyi şekilde faydalanan, en sağlıklı yaşam koşulları oluşturuldu.

Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl iyileştirdiğini ve bu deneyimi öne çıkaran şirketlerin başarısının arkasındaki faktörleri açıklayabilir misiniz?

Müşteriler için ihtiyaçlarının doğru saptanması, üründe fiyat performans dengesi ve satış sonrası hızlı ve eksiksiz destek alması çok önemli süreçler. Bu süreçleri dijitalleşmeyi kullanarak ne kadar iyi okur ve çözüm üretirseniz o kadar çok müşteri memnuniyeti elde edersiniz.Sigorta grubumuzdan örneklerle bahsedeyim bu iyileşmeden. Agent değil Acente projemiz, müşteriyi istediği bilgiyi hızlıca sunabilmek ve en ilgili acenteye yönlendirmek için yarattığımız bir proje ve hem acente hem de sigortalılarımız için can suyu oldu. Bu proje bugün de gelişerek devam ediyor, acentelerimiz aktif şekilde kullanıyor. Acentelerimizin pazarlama aktivitelerine katkı sunan Qportal projesi de keza dijitalleşmedeki önemli adımlardan biri bizim için. Bu portaldaki hazır pazarlama materyallerini kullanan acenteler, hizmetlerini dileğince anlatıyor ve müşteri de bu portal üzerinden çalışmak istediği acenteyi seçebiliyor. Ürünlerden örnek vermek gerekirse yüzde 100 online kefalet sigortası, daha önce prosedürlerle çokça zaman kaybedip belki de işini olduramayan işletmeler için devrim niteliğinde bir yenilik oldu. Corpus Sigorta’nın akıllı asistanı COR-BEE ise hasar dosyası açabilen, fatura ödeyebilen, fiş kesebilen, mutabakat yapabilen, zeyil girebilen ve daha birçok insana özgü görevi hızlıca yapabilen bir yapay zeka. O da müşteri tarafındaki süreçleri hızlandırıp onlara kolaylık sunan önemli bir geliştirme.

Sigorta sektöründeki gelecek trendleri ve inovasyonlar nelerdir?

Her şeyden önce yapay zeka girişimlerinin artacağı aşikar. 2020’de Türkiye’deki sigortacılığa yönelik çözümler sunan yapay zeka girişimlerinin sayısı 112 iken bu yılın ilk yarısında 226’ya kadar yükselmiş durumda. Neler bu trendler içine derseniz insansız hava araçları, müşteri deneyimlerini benzersizleştirmeyi hedefleyen yapay zeka yazılımları, nesnelerin interneti, chatbot’lar gibi aslında dijitalleşmenin gündemindeki hemen her şey sigortacılığın da gündeminde olacak. Örneğin insansız hava araçları daha çok hasar iddialarını araştırırken ve sahadaki riskleri değerlendirirken kullanıyor. Dronelar çeşitli durumlarda, insanın ulaşamadığı yerlerde sigorta şirketlerine daha fazla veri sunabiliyor. Bizim yakın gelecekteki inovasyonlarımızın başında ise finansal market geliyor. Geçen yıl Quick Finans ve bu sene Qpay’in faaliyetlerine başlamasının ardından finansal market dönüşümümüze Q+ SuperApp ile ivme kazandırıyoruz. Sigorta ve finans kuruluşlarına sahip bir grup olarak Q+ ile yeni bir dönemin kapısını açıyoruz, çok da heyecanlıyız. Bu bir başlangıç elbette, teknolojik geliştirmelerimiz de yatırımlarımız da devam edecek. Sosyal sorumluluk tarafında spordan sanata, eğitimden sağlığa kadar birçok alanda gerek sponsorluk gerekse özel projelerle destek vermeye devam edeceğiz.