Türkiye, tarihinin en büyük iki depremini yaşadı. Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Bugünlerde çoğumuz aynı anda benzer duyguları tecrübe ediyoruz. Korku, endişe, öfke, üzüntü umutsuzluk ve yas. Belki ara ara ağlıyoruz, günlük hayatımıza odaklanmakta güçlük çekiyoruz, belki de bazen olan biteni unutup günlük yaşamın getirdiği davranış ve tepkilerde bulunuyoruz. Deprem sırasındaki ve sonrasındaki tepkiler, her insanda farklılık gösterebildiği gibi hepimizde olan ortak duygu korkudur. Depremin hemen ardından kişi kendini aşırı korkmuş, ne yaptığını bilemez halde hissetme, duygularını hissedememe, tepki verememe, bulunduğu ortamı ya da durumu tam algılayamama gibi belirtiler yaşayabilir. Kişiyi aniden etkisi altına alan ölüm korkusu kişide çaresizlik ve panik duygusu yaratabilir.
Deprem sonrasında en sık görülen psikolojik ve fiziksel problemler
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)-travmatik olayla ilgili sürekli korku, endişe ve geri dönüşler.
- Depresyon- üzüntü, umutsuzluk duyguları ve etkinliklere ilgi kaybı.
- Akut Stres Bozukluğu (ASD)- Travma Sonrası Stres Bozukluğuna benzer, ancak travmatik olaydan sonraki ilk günlerde semptomların ortaya çıkması.
- Anksiyetebozuklukları- aşırı endişe, panik ataklar ve fobiler.
- Keder ve kayıp- sevdiklerinizin ölümü veya yaralanmasıyla ilişkili üzüntü ve kayıp duyguları.
- Fiziksel belirtiler- stres ve travma ile ilgili baş ağrıları, mide sorunları ve yorgunluk.
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireyde;
- Uykusuzluk,
- Kabuslar görme,
- Olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlama,
- Sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme,
- Kolay irkilme,
- Çabuk sinirlenme,
- Gelecekle ilgili plan yapamama,
- Yabancılaşma,
- Olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma görülür.
Çoğu kişide, travmayı izleyen günlerde görülen ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelen bu belirtiler, bazı kişilerde aylarca hatta yıllarca sürebilir. Aynı zamanda belirtiler bazen travmatik olaydan aylar sonra da başlayabilir.Travma yaşayan kişide, yaşanan olayla ilgili anıların zihninde tekrar canlanması sık görülür.Olayla ilgili görüntüler ve sesler düşünülmek istenmediği veya hatırlanacak bir durum olmadığı halde zihinde tekrar canlanabilir. Bu durum kişiyi genellikle çok rahatsız eder.
- İç sıkıntısı,
- Çarpıntı,
- Terleme,
- Titreme,
- Nefes alamama gibi bunaltı belirtilerine yol açar. Bazı zamanlarda ise birey, olayı gerçekten yaşıyor gibi olur. Bu durum bedensel semptomları beraberinde getirir.
Ruh sağlığınızı nasıl koruyabilirsiniz?
Günlük rutinlerinizi sürdürmeye çalışın: En kısa sürede günlük rutinlere geri dönülmeye çalışılmalıdır. Yapmaktan keyif aldığınız, kendinizi iyi hissettiren aktivitelere devam edilmelidir.
Duygularınız hakkında konuşun: Travmatik olay ve bunun sizi nasıl etkilediği hakkında konuşmak, deneyimi işlemenize ve stres ve kaygı duygularını azaltmanıza yardımcı olabilir.
Kendinize iyi bakın: Egzersiz, uyku ve dengeli beslenme yoluyla fiziksel sağlığı korumak, stresve travmanın etkisini azaltmaya yardımcı olabilir.
Başkalarıyla bağlantı kurun: Arkadaşlarınızla, ailenizle veya bir destek grubuyla zaman geçirmek, bir topluluk duygusu sağlayabilir ve daha az yalıtılmış hissetmenize yardımcı olabilir.
Stres yönetimi tekniklerini uygulayın: Nefes alırken kalbimiz hızlanır, verirken ise yavaşlar. Nefesi verirken nefes hızının uzatılması (üfleyerek, ıslık çalar gibi) kalp hızını yavaşlatır. Böylelikle beynimize güvendeyiz mesajını iletebiliriz.