Yaklaşık iki ay uçuşlara ara verildiği süreçte, yeni uçakları teslim almaya devam ettiklerini ve yeni döneme hazırlandıklarını dile getiren Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane ile hem uçaklarda hem de havalimanında alınan önlemleri, sundukları dijital hizmetleri ve şirketin önümüzdeki dönemle ilgili hedeflerini konuştuk.
Öncelikle kendinizden ve kariyerinizden kısaca bahseder misiniz?
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunuyum. İş hayatına 1988’de Türkiye Emlak Bankası’nda başladım ve ardından Demirbank ve Demir Yatırım’da çeşitli birimlerde görev aldım. Demir Yatırım’dan sonra 1997’de Sabancı Grubu’na katıldım ve Planlama, İş Geliştirme Dairesi Başkan Yardımcılığı, Perakendecilik Grubu Direktörlüğü, Sabancı Holding Genel Sekreterliği görevlerinde bulundum. Sabancı Holding Genel Sekreterliği’nden sonra Teknosa Genel Müdürlüğü ve CarrefourSA Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundum. 2016 yılının Mart ayından bu yana da Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü olarak görev yapıyorum.
Pegasus Hava Yolları bugün kaç destinasyona uçuşlar gerçekleştiriyor?
Covid-19 pandemisi kapsamında getirilen uçuş kısıtlamalarından önce misafirlerimizi 35’i yurt içinde, 77’si yurt dışında olmak üzere toplam 43 ülkede 112 noktaya ulaştırıyor; İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştiriyorduk. Önlemler kapsamında 28 Mart itibarıyla tüm uçuşlarımız durdu. Yaklaşık iki ay gibi bir sürenin ardından 1 Haziran’da kademeli olarak iç hat, 13 Haziran’da ise yine kademeli olarak dış hat uçuşlarımız başladı. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün izinleri doğrultusunda uçuşlarımızı kademeli olarak artırmayı planlıyoruz.
Filonuzla ilgili bilgi verir misiniz? Önümüzdeki dönemde filonuza yeni uçaklar eklenecek mi?
Pegasus Hava Yolları olarak, 5,1 yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en genç filosuna sahibiz. Filomuzda şu anda 89 adet uçağımız mevcut. 2012 yılında verdiğimiz Airbus siparişimiz kapsamında, bu yıl içerisinde filomuza 16 yeni uçak ekleyeceğiz. Bunlardan 7 tanesini teslim aldık.
Şirket olarak, düşük maliyetli hava yolu iş modelini uygulamanızın avantajlarıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Biz hava yoluyla ulaşımın herkesin hakkı olduğuna inanan bir şirket olarak, Türkiye’de uygun fiyatlarla uçmayı sağlamak amacıyla bu iş modelini ülkemize uyarladık. Bu model, Türkiye’de bir ilk niteliği taşıyor. “Düşük maliyetli hava yolu” modelinde misafirlerimize uygun fiyatlı uçak biletleri sunuyor, ek ürün ve hizmetlerle seyahatlerini ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeyi kendi seçme özgürlüklerine bırakıyoruz. Böylece misafirlerimiz, yalnızca kendi ihtiyaçları doğrultusunda istedikleri ek hizmetleri alabiliyor ve başkasının ihtiyaç duyup aldığı bir hizmetin parasına ortak olmuyor.
Pandemi döneminde uçuşlara ara verildiğindeki süreci nasıl yürüttünüz?
Doğrusunu söylemek gerekirse uçuş kısıtlamaları süreci bize aylar değil, yıllar gibi geldi; ama bu belirsizlik döneminde duran sadece uçuşlarımızdı, bizler değil. Biz yeni uçaklarımızı teslim almaya devam ettik, süreçlerimizi geliştirdik ve yeni döneme hazırlandık. Misafirlerimizle yeniden buluşacağımız günler için çalışmalarımızı ara vermeden sürdürdük ve gerek misafirlerimizle gerekse evden çalışma sistemine geçen çalışanlarımızla iletişimimizi düzenli ve etkin şekilde devam ettirdik. Süreç elbette zordu. Çok bekledik, sabrettik, misafirlerimizin en sağlıklı ve güvenli şekilde uçmasını sağlamak için tüm önlemleri alarak tekrar gökyüzüyle ve misafirlerimizle buluştuk.
Yeni normalde çalışanlarınız ve misafirleriniz için aldığınız önlemleri anlatır mısınız?
İşe dönüş takvimimizi kademeli olarak başlattık. Çalışma alanlarımız ve ofislerimizde kapsamlı güvenlik ve sağlık önlemleri aldık. Çalışma ve ortak kullanım alanlarının dezenfeksiyonunu sürekli olarak gerçekleştiriyoruz. Servis araçlarında ve ofislerimizde maske kullanımı zorunlu. Ortak kullanım alanlarımıza sosyal mesafenin korunmasına ilişkin düzenlemeler getirdik ve uyarılar koyduk. Ofis girişlerimize termal kameralar ve sosyal mesafe işaretçileri konumlandırdık. Operasyon ekiplerimiz için de birçok çalışma gerçekleştiriyoruz. Personel vardiya planlamalarını sosyal teması minimuma indirmek amacıyla yeniden düzenledik. Bu süreçte çalışanlarımızın kullanacağı kişisel koruyucu donanımlarla standartlar belirledik ve teminini yaptık. Kontuara gelindiğinde personelimiz misafirlerimize siperlikli olarak hizmet veriyor. Sosyal mesafeye uyum sağlamak adına çalışanlarımız ile misafirlerimizin arası plastik bir camla kapatıldı. Boarding’ler sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleştiriliyor.
Peki, uçaklarınızda hava temizliği nasıl sağlanıyor?
Uçaklar aslında en hijyenik ortamlar; çünkü uçağın içindeki hava tıpkı ameliyathane kadar temiz. Uçaklarımızda bulunan HEPA filtreleriyle uçak içindeki hava ortalama üç dakikada bir tamamen yenileniyor. Kabin içindeki hava; yarısından fazlası uçağın dışından alınan temiz ve steril havadan, kalanı ise HEPA filtreleriyle temizlenmiş iç havanın karışımdan oluşuyor. HEPA filtreleriyle, havayla bulaşan organizmalar ve toz parçaları yüzde 99.99’un üzerinde filtreleniyor. Hava akımı, sadece oturulan koltuk üstünden yere doğru oluyor. Öne ya da arkaya doğru hava akımı oluşmuyor.
Uçaklarınızda hijyeni sağlamak için neler yapılıyor?
Uçaklarımızda en az 48 saat etkin kimyasal ile 24 saatte bir detaylı dezenfektasyon yapılıyor. En çok temas edilen uçak tepsisi, baş üstü dolapları, havalandırma ve aydınlatma aparatları gibi alanlar her uçuş sonrası dezenfekte ediliyor. Uçuşta minimum temas yüzeyi için dergi ve menü kartları kaldırıldı. Misafirlerimiz yanlarına sadece laptop, evrak, bebek ve el çantası alabiliyor. Kabin bagajlarının mutlaka check-in sırasında teslim edilmesi gerekiyor. İç hatlarda yiyecek servisi yapılmıyor, sadece kutulu içecekler misafirlerle buluşturuluyor. Dış hatlarda ise sadece paketi açanın ilk kez dokunacağı gıdalar oluyor. Teması en aza indirmek ve sağlıklı bir uçuş sağlamak için uçaklarımızın içerisindeki alışverişler sadece kredi kartıyla gerçekleştiriliyor.
Sosyal mesafe uçak içerisinde uygulanabiliyor mu?
Uçaklar sosyal mesafe için uygun araçlar değil; çünkü bir koltuk ara vererek misafirlerimizi alsak bile koltuk genişliği ve koridorların arası 60 cm. Misafirlerin uçağa gelene kadar hijyen zincirini kırmamak için kendi tedbirlerini almış olmaları şart. Hava meydanına geldikten sonra gerek meydan işletmeci firmalarımız ve gerekse biz, yolcuların hijyenini korumak adına gerekli çalışmalarımızı yaptık. Esasen kabin içerisinde oturma düzeninin değiştirilmesi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genelgede zorunlu bir uygulama olarak yer almıyor. Aynı şekilde bu bahsedilen uygulama; global ölçekte hava yolu şirketlerinde de uygulamaya geçmedi. Bunun sebebi ise orta koltuğun boş bırakılmasının, alınan diğer önlemlerin yanında ek bir koruma sağlamıyor oluşu. Bu sebeple misafirlerimizin yapması gereken, yeni kurallar gereği uçak içerisinde maskelerini sürekli olarak takmak.
Yeni dönem için uygulanan kurallar neler?
Pegasus Hava Yolları olarak en önemli değerlerimiz, misafirlerimiz ve çalışanlarımız. Daha sağlıklı ve güvenli bir seyahat için yeni kurallar ve önlemler kritik önem taşıyor. Artık misafirlerimiz iç hat uçuşlarına HES koduyla kabul ediliyor. Havalimanındaki birinci ve ikinci güvenlik kontrollerinde termal kameralarla ateş ölçülüyor, yüksek ateşi olan misafirler uçuşa kabul edilmiyor. Havalimanındaki uyarılara uyulması, sıralarda ve bekleme alanlarında sosyal mesafe bırakmaya özen gösterilmesi de çok önemli. Biz süreçlerimizi teması en aza indirecek şekilde geliştirdik; ancak bir hijyen zinciri oluşturularak evden çıkıştan tekrar eve varışa kadar bu hijyen zincirinin korunması da çok mühim. Sağlığımız ve geleceğimiz için maskeli hayata, sosyal mesafeyi korumaya ve yeni düzene alışmak durumundayız. Türkiye’nin dijital hava yolu olarak, bizim yeni dönemdeki yol haritamızda öne çıkan üç konu var: Hijyen, düzen ve güven.
Yaşanan pandemi krizine bağlı olarak, bu yıl bilet fiyatlarında ciddi artışlar olacak mı?
Yurt içindeki bilet fiyatları tavan fiyat uygulamasıyla belirleniyor. Tavan fiyat uygulaması da T.C. Ulaştırma Bakanlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü onayına tabi. Böyle bir artış varsa, başkanlığını yürüttüğüm Türkiye Özel Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) olarak Bakanlığımıza ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüze başvururuz. Hâlihazırda böyle bir çalışmamız yok; fakat iş modelimizin bir özelliği olarak, Pegasus Hava Yolları’nda pandemi öncesinde olduğu gibi kampanyalarımızın olacağını söyleyebilirim.
Dijital teknolojilerin önemi, salgınla bir kez daha öne çıktı. Bu bağlamda, Pegasus Hava Yolları olarak, dijitalleşmeye yönelik hayata geçirdiğiniz projelerden de biraz bahseder misiniz?
Teknoloji ve dijitalleşme, son yıllarda odağımıza aldığımız en önemli konular arasında. “Türkiye’nin dijital hava yolu” olarak, 2018 yılında girdiğimiz dijital dönüşüm çerçevesinde misafirlerimize daha kolay, hızlı ve dijital bir deneyim sunmak için birçok proje geliştirdik. Misafirlerimizi seyahatleri boyunca bilgilendiren ve yönlendiren Seyahat Asistanı Programı; misafirlerimize hızlı, pratik ve dijital bir yolculuğu bilet satın alımından bagajlarını teslim aldıkları süre boyunca deneyimleten Express Bagaj hizmeti; iç hatlarda check-in işlemini tamamlamış misafirlerimize biniş kartları olmadan, dolayısıyla sıra beklemeden yeni çipli kimlik kartlarıyla uçuşlarına gidebilecekleri hızlı ve kolay bir uçuşa kabul deneyimi sunan seyahat teknolojisi bunlardan sadece birkaçı. Yenilikçi ve benzersiz dijital çalışmalarımızı önümüzdeki dönemlerde de sürdüreceğiz.
2019 yılı cironuzu açıklayarak bu yılki beklentilerinizi paylaşır mısınız?
2019 yılında dış hat yolcu trafiğinde kaydettiğimiz yüzde 16 büyümenin öncülüğünde, ciromuz bir önceki seneye göre yüzde 18 artarak 1 milyon 700 bin euroya ulaştı. Ayrıca, benzer hava yolları arasındaki en düşük birim maliyet sayesinde yılı rekor kârlılıkla kapadık. 2020 yılına ait beklentilerimizi Ocak ayında Kamuoyu Aydınlatma Platformu’nda paylaştık. Kapasitede yüzde 12 ila yüzde 14 artış bekliyorduk. İç hat doluluk oranlarımızın yıllık bazda yatay, dış hat doluluk oranlarımızın ise yıllık bazda 1,0-1,5 puan artışla ilerlemesini öngörüyorduk. Net kârımızın ise 210 ila 250 milyon euro olmasını bekliyorduk; ancak Covid-19 pandemisi kapsamında alınan önlemler nedeniyle, ileriye dönük trafik ve mali performansa ilişkin belirsizlikler hâlen devam ediyor.
Sektörünüzle ilgili 2020 yılı sonuna kadarki öngörüleriniz neler?
Bu salgın, sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkileyen sıra dışı bir durum. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın 20 Şubat tarihli raporuna göre, 2020 yılında Covid-19 sebebiyle 30 milyar dolar değerinde bir gelir kaybı öngörülüyordu. IATA 5 Mart tarihindeki raporunda bu krizin etkisinin arttığını, 30 milyar dolar gelir kaybının 113 milyar doları bulabileceğini açıkladı. Ardından tahminini 252 milyar dolara yükseltti ve son olarak 14 Nisan’da gelir kaybının 314 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi. Bu da neredeyse yarı yarıya bir ciro kaybı demek. IATA’nın gelir kaybıyla ilgili ilk açıklama yaptığı tarihle son tarih arasında yaklaşık iki ay var. İki aylık süreçte ciro kaybı tahmini 10 kat arttı. Böyle bir ortamda bizim için de tahmin yapmak çok zor. Uçuşların tamamının açılması, 2019 seviyelerinin tekrar yakalanması belirli bir zaman alacaktır. Biz, önümüzdeki sene 2019 normallerine döneceğimizi öngörüyoruz.
Sizce Covid-19 salgını seyahat alışkanlıklarını ve tercihlerini nasıl değiştirecek?
İnsanların seyahat etme amaçlarını özetle iş, tatil, eğitim, sağlık ve etnik turizm olarak beşe ayırabiliriz. Bu gözle baktığımızda, belli alışkanlıklarda değişiklik olacağını öngörüyoruz. Bu sıra dışı dönem, dijitalleşme anlamında bir aciliyet yarattı. Teknolojiyi kullanarak haberleşebilme, özellikle fiziksel bir gereklilik olmayan durumlarda iş seyahatlerinde belli bir dönem azalmaya yol açacaktır. Bunun aksine, keyif seyahatlerinde ve etnik turizmde bir artış olacağını öngörüyoruz; çünkü insanların zorlu bir dönem sonrası sosyalleşme ve rahatlama ihtiyacı olacaktır. Eğitim ve sağlık için seyahatler de devam edecek; ancak eski seviyeye gelmesi zaman alacak gibi görünüyor.
Son olarak, iş dünyasında başarılı olmak konusunda, özellikle kariyerinin başındaki gençlere neler önerirsiniz?
Bence başarının temeli çok çalışmak, kendini geliştirmek ve değişime ayar uydurmak. Gençlere bu üç kuralı uygulamalarını ve kendilerine olan inançlarını asla kaybetmemelerini tavsiye ediyorum.