Tn İstanbul Medya Reklam Turizm Ticaret Limited Şirketi

Yapay zekâ destekli takip sistemleri, müşteri memnuniyetini artırıyor

Genel

CHEP Orta ve Doğu Avrupa Direktörü Funda Şimşirel, lojistik sektöründe teknoloji odaklı çalışmalarına değinerek, sorularımızı yanıtladı.

Son yıllarda lojistik sektöründe hangi teknolojik yenilikler öne çıkmaktadır?

Son dönemde özellikle IoT, yani nesnelerin interneti, lojistik sektöründe büyük bir fark yaratıyor. Biz de CHEP olarak, müşterilerimizin tedarik zincirini daha verimli hale getirmek ve daha şeffaf bir süreç sunmak için IoT tabanlı çözümler geliştiriyoruz. Konteynerlerimize yerleştirdiğimiz sensörlerle, tedarik zincirindeki hareketleri ve bilgileri anlık olarak takip ediyoruz. Bu sayede müşterilerimize sadece operasyonel süreçlerinde destek olmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekte oluşabilecek mal kayıpları, hasarlar veya beklenmedik maliyetlere karşı proaktif çözümler sunuyoruz. Tabii ki güvenlik bizim için çok önemli. Tüm verileri koruma altına almak adına, Avrupa güvenlik standartlarına uygun ve CE/EC sertifikalı sensörler kullanıyoruz. Bu teknolojiyle, müşterilerimizin mallarını eksiksiz bir şekilde izleyebilmesi ve gerektiğinde hızla aksiyon alabilmesi mümkün hale geliyor. Kısacası, teknolojiyi müşterilerimiz için gerçek bir değere dönüştürüyoruz.

Tedarik zinciri yönetimi ve lojistik arasındaki farklar nelerdir?

Tedarik zinciri yönetimi ve lojistik, genelde birbirine çok benzeyen kavramlar gibi görünür ama aslında aralarında önemli bir fark var. Lojistik, ürünlerin tedarikçiden son kullanıcıya taşınması, depolanması ve dağıtımını kapsar. Yani daha çok, ürünlerin fiziksel hareketine odaklanır. Tedarik zinciri yönetimi ise bu süreci sadece lojistikle sınırlamaz; işin çok daha büyük bir resmine bakar. Hammadde tedarikinden başlayıp üretim, dağıtım ve hatta bilgi akışı, finansal süreçler ve işbirliklerini de içine alır. Bir başka deyişle, lojistik tedarik zincirinin bir parçasıyken, tedarik zinciri yönetimi bu parçaları bir araya getirip büyük bir strateji oluşturur. Bu, hem ürünlerin hem de iş süreçlerinin en verimli şekilde ilerlemesini sağlar. Kısacası, tedarik zinciri yönetimi tüm süreci planlayan bir orkestra şefi gibi; lojistik ise bu orkestranın en önemli bölümlerinden biri.

Lojistik sektöründe sürdürülebilirlik uygulamaları için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

CHEP, 2040 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı hedefleyen Brambles Grubu’nun bir parçası olarak, tedarik zincirinde sürdürülebilirliği öncelikli hedeflerinden biri olarak belirlemiştir. Küresel iklim hedefleri doğrultusunda sunduğumuz ambalaj ve lojistik çözümleriyle otomotiv tedarik zincirinde çevresel etkileri en aza indirmeyi amaçlıyoruz. Kapsamlı servis ağımız sayesinde, kasa ve konteynerlerimizi müşterilerimize en yakın servis merkezlerinden dağıtarak gereksiz maliyetlerin ve karbon emisyonlarının önüne geçiyoruz. Iç profil tasarim çözümlerimizle konteynerlerimizin paketleme yoğunluğunu artırarak, müşterilerimizin bir konteynerle daha fazla ürün taşımasına destek oluyoruz. Ayrıca, dayanıklı plastik kasa ve konteynerlerimiz taşımacılık sırasında oluşabilecek hasarları önlüyor. Bu, hasarlı ürünlerin değiştirilmesi için yapılan ekstra taşımaları ortadan kaldırarak hem çevresel hem de ekonomik tasarruf sağlıyor. Bütüncül iş modelimizle tedarik zincirini uçtan uca analiz ediyor, gereksiz mesafeleri ve tek yönlü sevkiyatları minimuma indirmek için stratejik öneriler sunuyoruz. Bu sayede müşterilerimizin operasyonlarına sürdürülebilirlik katarken, daha verimli ve çevre dostu bir tedarik zinciri oluşturuyoruz.

E-ticaretin lojistik sektöründeki rolü giderek büyürken, bu alanda ne gibi değişiklikler yaşanmaktadır?

E-ticaretin hızla büyümesi, lojistik sektöründe birçok yeniliği beraberinde getiriyor. Artan talepler, şirketleri hızlı ve esnek teslimat yöntemleri geliştirmeye teşvik ederken, mikro depolar stok yönetimini daha verimli hale getiriyor. Bu depolar, şehir merkezlerine yakın konumlarla hızlı erişim imkanı sağlayarak teslimat sürelerini kısaltıyor. Ayrıca, otomasyon teknolojileri sayesinde siparişlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde müşterilere ulaşması mümkün hale geliyor. Bu, lojistik süreçlerin daha verimli yönetilmesini sağlıyor. Gelişmiş kargo takibi ise müşterilere daha şeffaf bir deneyim sunarak, siparişlerinin anlık durumunu takip etmelerini kolaylaştırıyor.

Yapay zeka’nın lojistik sektöründe ne gibi yansımaları bulunuyor?

Yapay zekâ, lojistik sektöründe birçok alanda değişim yaratıyor. Özellikle, lojistik operasyonlarında rota optimizasyonu yaparak teslimat sürelerini kısaltıyor ve maliyetleri düşürüyor. Depo yönetiminde otomatik sistemler sayesinde ürünler daha hızlı ve doğru bir şekilde işleniyor. Ayrıca, yapay zekâ ile güçlendirilmiş takip sistemleri, kargoların gerçek zamanlı izlenmesini sağlayarak müşteri memnuniyetini artırıyor. Tedarik zinciri yönetiminde ise yapay zekâ, talep tahminleme ve stok yönetimi süreçlerini iyileştirerek daha verimli sevkiyatlar ve kaynak kullanımı sağlıyor. Bu gelişmeler, lojistik operasyonlarının daha stratejik, esnek ve verimli bir şekilde yönetilmesine olanak tanıyor.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.