Tüketici gözünde marka değerini arttırabilmek için tüm firmalar yatırımlar yapmış, hatta reklamlarla ve yatırımlarını arttırarak büyük rekabetlerde bulunmuşlardır.
Güçlü bir işveren markasına sahip olmak, şirketin tanınmasını sağlar ve marka bilinirliğini artırır. Yeni mezunlar ve en iyi yetenekler, güçlü ve iyi bir itibara sahip şirketler için çalışmak isterler. London’s Employer Branding Agency’e göre bugün dünyanın dört bir yanındaki işe alım liderlerinin yüzde 72’ sinin, işveren markasının işe alma üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ve işletmenin başarısını etkilediğini kabul ettiklerini aktaran Workforce İnsan Kaynakları İşe Alım ve Operasyon Direktörü Selen Evin, “Yeni mezunlar veya iş değişikliğinde bulunacak olan çalışanlar, genellikle sosyal normları takip ederler ve etraflarındaki çalışanlardan öneriler isteyerek kararlarını bu şekilde vermeye çalışırlar. Pazardaki en iyi yetenekleri cezbetme ve elde tutma yeteneği, her kuruluş için anahtardır. Bu nedenle şirketler, her zaman çalışanlarına aidiyet duygusu sağlayabilecek çarpıcı bir işveren olmaya çalışmalıdırlar” ifadelerinde bulunuyor.
Büyüme için önemli bir faktör
Güçlü bir işveren markasına sahip şirketlerin daha ilgili çalışanlarının olduğunu dile getiren Evin, dolayısıyla güçlü bir işveren imajına sahip olmanın, işe alımların yanında tüketici gözünde de şirketin algısını değiştireceğini söylüyor. Hevesli çalışanlara sahip olmanın, şirkette büyümenin önemli bir faktör olduğunu kaydeden Evin, sözlerine şöyle devam ediyor: “İyi bir işveren imajı, dikkatleri şirketinize çekmenize ve işe alım sürecinize yardımcı olacaktır. En iyi yetenekler ve mezunlar şirketinize katılmak, mevcut çalışanlar şirketinizde kalmak isterler. İşveren markası, İK departmanının da işe alım ve işte tutundurma oranında büyük başarılar sağlamasına katkıda bulunacaktır.” İşe alımlar tarafından bakıldığında, özellikle X kuşağı için üniversite mezuniyeti sonrasında, en büyük hedefin ismi bilinen ve marka değeri yüksek olan firmalarda işe başlamak ve kariyerlerini yükselerek bu firmalarda devam ettirmek olduğunu uzun yıllar boyunca deneyimlediklerini belirten Evin, “Özellikle markalaşmış firmaların ücret politikalarının yanında yan hak olarak belirlenmiş ek haklar konusunda tatmin edici olması en cazip tarafları olmuştur. Günümüze doğru gelindiği zaman, marka değerinin tek başına yeterli olmadığını, özellikle yeni kuşak ve dijital çağ ile birlikte beklentilerin de çok farklılaştığını gözlemliyoruz” diyor.
İşe alımlarda kriterler değişti
Evin, özellikle X kuşağında görünen ve işe alımlarda özellikle istenilen firmalarda uzun süre çalışmış olma kriterinin, artık yeni kuşakta farklı firmaları deneyimlemiş, kendisine farklı kültürler katmış ve beklentileri bu yönde olan adaylar üzerinde yoğunlaştığını açıklıyor. Potansiyel adayların özellikle çevrim içi olarak erişebilecekleri güçlü bir işveren markasına sahip olmanın, onların şirkete potansiyel uyumunu görmelerini sağlayacağını anlatan Evin, “Bu nedenle, iş arayanların yüzde 79'unun sosyal medyayı kullanma olasılığı yüksek olduğundan, adayların firmanızla ilgili ön bilgiye erişmeleri için işveren markanızı sosyal medya platformlarında oluşturmanız son derece önemlidir. Çağımızda pandemi ile birlikte gözle görülebilir derecede hızlanan dijitalleşme ve esnek çalışma modellerine hızla adapte olan şirketler, çok daha fazla seçilebilir olacaklar; marka değerlerinin yanında çalışanlarına verdikleri önem ve değer de öne çıkarak, insan kaynağı yaratma ve devam ettirme konusunda başarılarına başarı katarak devam edeceklerdir” diyerek sözlerini noktalıyor.